Melo Abla, aslen Çanakkaleli, Frig-Aiol melezi idi. Melezliğinden
ötürü Melo namıyla anılırdı. Kalemle çizilmiş ince güzel bir yüzü,
göreni sakinleştiren bir gülümseyişi vardı. Gözleri simsiyah, kara
zeytinler gibi parıltılıydı. Parıltıyı gördüğünüzde Melonun içinde
başka biri daha olduğu hissine kapılırdınız. Siz o hisse kapılmış gider
iken, içeriden çıkan olmazdı.
Boş gezenin boş kalfası A. Hermesi Bey, nam-ı diğer Çarşılı Deli
Abbas, bir öğle vakti Teşvikiye Camii avlusunda, ayağında uzun,
cayır cayır kırmızı eteği, platin sarısı harap saçlarıyla bankta oturan
kıralıçasıyla karşılaşır ve hikâyemiz başlar. Kalfanın, üfür üfür ipe
diz tekniği ile anlattığı bu serbest eser, Filiboğlu İskender Beyin
maceraları ve his dünyası üzerinedir ve dallanıp budaklanarak,
Çanakkaleli Melahata kadar uzanacaktır.
İlhami Algörün, hikâye kahramanı/anlatıcısı bu kez de tarihin
sayfalarında geziniyor, tabii ki yine bir kadının, kıralıçanın bakışları
nezaretinde.
Format | :Kitap |
Barkod | :9789750511608 |
Yayın Tarihi | :2015-09-11 |
Yayın Dili | :Türkçe |
Orjinal Adı | :Kalfa İle Kıralıça |
Baskı Sayısı | :2.Baskı |
Sayfa Sayısı | :122 |
Kapak | :Karton |
Kağıt | :2.Hamur |
Boyut | :130 X 195 |
Yazar | : | İlhami Algör |