Ben, bizim buralarda en cok kullanılan isimlerden birine sahibim. Adım, John Smith. Buralarda sayamayacagınız kadar cok John Smith var. Bu yüzden herkes, benim cok sıkıcı oldugumu düsünüyor. Oysa ben sıkıcı degilim. Hatta dünyanın en eglenceli cocugu oldugum bile söylenebilir. Her hikâyede baska bir maceraya atılıyorum. Bunda da sövalye oldum mesela. Biraz sıskayım ama yine de kahramanım. Hazırsan, sen de macerama ortak olabilirsin!

Grace, bilimle uğraşan bir aile tarafından küçükken evlatlık alınmıştı. Bütün çocukluğu ailesi onunla gurur duyabilsin diye ders çalışmakla, bütün gençliği de onların mutluluğu için kariyer planı yapmakla geçmişti. Ta ki Şanslı Liman'a gelene kadar! Hayallerin gerçek olduğu bu harika kasabada ilk kez kendi kendine; ?Ben ne istiyorum?" diye soracaktı. Josh ise, eşi tarafından terk edilmiş, küçük oğlu ve bir kaza sonucu tekerlekli sandalyeye bağımlı kalan kız kardeşiyle birlikte yaşayan bir doktordu. Kasaba

Julia Boyd, kötü randevulardan payını fazlasıyla almış bir kadındır. Her ne kadar randevularının iyi geçmesi için elinden geleni yapsa da, sivri dili buna izin vermiyordur. Bu kötü randevuların ona gösterdiği tek bir şey vardır: Aşka değil, işe odaklanmasının gerekliliği. Organizasyon işiyle meşgul Julia için, yeni bir galerinin açılışını yapmak çocuk oyuncağı gibi görünse de işi sandığı kadar kolay değildir; çünkü galerinin sahibi fazlasıyla dikkat dağıtıcı Alex Holt'tur. Julia için tam vazgeçtiği anda g

Bir varmış bir yokmuş. Uzak diyarlarda Süheyla isminde bir prenses yaşarmış. Bu prensesin en çok sevdiği şey ailesiymiş. Ancak bir gün Demir diye biri, pervasız gülüşünün ardına sakladığı çelik gibi iradesiyle kalbine sızmayı başarmış ve Süheyla'ya başka birini de sevebileceğini öğretmiş. Süheyla, Demir'i hoş geldin diyerek kabul etmiş hayatına ve birlikte geçirecekleri mutlu bir gelecek hayali kurmaya başlamış. Eğer bu bir masal olsaydı, Süheyla'nın hikâyesi aynen böyle olurdu. Ama bu bir masal değildi. B

Hayatta herkes kendisine yazılan rolü oynar derler. Peki bu rolü yazan başkası değil de sizseniz? Kacie Jensen, dört yıl önce yaşadığı terk edilişten sonra kırılan kalbinden geriye kalanları ve kızlarını alarak annesinin yanına döner. İşlettiği otelde annesine yardımcı olan Kacie, aynı zamanda hemşirelik okuluna da başlar. O andan sonra hayatla ilgili planları basittir. Başarılı bir öğrenci, kızları için örnek bir anne ve annesi için de iyi bir evlat olmak. Etrafına ördüğü kozasının içinde yaşarken bu plan

Karanlık sırlara ya da kirli bir geçmişe sahip insanların bile en çok ihtiyaç duyduğu şeydir sevmek... Kendi kurduğu krallığın içinde kimseye güvenmeden yaşamayı öğrenen Deryal Yiğit, çizdiği sınırlardan içeri başkalarını sokmayan bir adamdır. Tehlikeden korkmaktansa tehlikenin ta kendisi olmayı seçmiştir uzun zaman önce ve böyle bir hayatın içinde kimseye yer yoktur. Ancak bir gece, barından içeri giren Burcu'yla birlikte, kurallardan ördüğü duvara ilk darbenin indiğini fark eder. Burcu'nun kendisine d

Hint Okyanusu'nun incisi olarak adlandırılan Seylan'a giden bir gemi ve içinde, sevdiği adam uğruna ülkesini terk eden genç bir kadın... Gwen, gemisi Seylan kıyılarına vardığında, mutluluğun eliyle uzanıp tutabileceği kadar yakınında olduğuna inanıyordu. Yeni evlenmiş, âşık bir genç kadındı ve eşi Laurence'ın da kendisini aynı şekilde sevdiğine emindi. O ana kadar hiç bilmediği gerçeğin soğuk esintisi, kıyıya adım attığı anda ilk kez yüzüne vurdu. Laurence, söz verdiği gibi onu almaya gelmemişti. Gwen'ın

Etrafınıza bir bakın. Gerçekten mutlu olan, kendini kabullenmiş, kalbiyle beynini bütünleştirip sahip olduklarıyla mutlu olmayı başarabilen kaç insan tanıyorsunuz? Peki, siz onlardan biri olabildiniz mi? Günümüz dünyası türlü koşuşturma içinde bizleri ruhumuzdan ve onun ihtiyaç duyduğu şeylerin farkına varma gücünden uzaklaştırıyor. Giderek kendimize daha yabancı hale geliyor, iç sesimizin söylediklerini duyamamaya başlıyoruz. Bu kitap, ruhunuzla olan bağlantınızı geri kazandıracak egzersizlerle dolu. Bu

Başarılı ve geleceği parlak bir hukuk öğrencisi olan Gina Blanchard, yaptığı tanıklıkla masum bir adamın hapse girmesine neden olmuştur. Bu hatasını düzeltmek için kendine söz veren Gina, yaz tatilinde, haksız yere hüküm giymiş mahkûmların suçsuzluğunu ispatlamaya çalışan bir hukuk bürosunda staj yapmaya başlar. Staj sırasında, Landon Vista adında bir adamla tanışır. Kasabanın altın çocuğu olan Landon, on beş yıl önce annesini trajik bir şekilde kaybetmiştir. Tek tesellisi, annesinin katilinin hapiste ol

Merhaba ben George. Arkadaşlarım bana Muhteşem George derler! Gözümden hiçbir şey kaçmaz. Çok dikkatliyimdir. Ancak bu aralar kafam biraz karışık. Geçen gece aniden uyandım ve sokaktan garip sesler geldiğini duydum. Camdan baktığımda, karşı komşumuzun evinin önünde yabancı bir kamyonet vardı. Kamyonetten inen iki korkunç adam, komşumuzun evinden çıkardıkları bir çuvalı arabanın kasasına koyup uzaklaştılar. Ertesi gün komşumuzun bıraktığı notu gördük. Buralardan taşındığını yazmış. Ama yanına hiçbir eşyası

Aidan Kincaid, yaşadığı kasabanın her şeyidir ?itfaiyecisi, arama-kurtarma sorumlusu, baş döndürücü yürüyen cazibesi ve kalp kırıcısı... Yıllar önce kalbini kaptırdığı Lily Danville, kendince haklı bir sebeple hem kasabayı hem de Aidan'ı terk ettiğinde, Aidan'ın yaptığı tek şey, kalbinin kapılarını diğer tüm kadınlara kapatmak olur. Ancak kader, aradan geçen yıllar boyunca ağlarını örmeye devam etmiştir. Günün birinde Lily, kasabaya geri dönmek ve hem geçmişiyle hem de ilk aşkıyla yüzleşmek zorunda kalı

Dr. Volkan ile yıllarca süren yakın işbirliğim ve kendisinden öğrendiklerim sayesinde; Kuzey İrlanda anlaşmazlığı, Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği arasındaki ilişkiler, Türkiye'nin Yunanistan, Ermenistan ve Kürtlerle uzun süreli anlaşmazlıkları, Japonya ve Çin arasındaki ilişkiler ile Srilanka'daki Tamiller ve Sinhalese'ler adını taşıyan etnik gruplar arasındaki iyileşmeyen yaralar ve daha birçok uyuşmazlık üzerinde çalışma yapmayı başarabildim." Joseph V. Montville Amerikan Eski Diplomatı,

Leydiler düelloya katılmazlar,puro içmezler, erkeklere özel bir kulüpte kumar oynamazlar. Ancak söz konusu kişi, Leydi Calpurnia Hartwell olduğunda durum biraz değişir. Kendini gösterişsiz, basit, sade ve kilolu bulan Leydi Calpurnia Hartwell, her zaman kurallara uyan, sosyetede itibarı yüksek bir leydidir. Aşka inanır ve küçüklüğünden beri beyaz atlı prensini bekler. Ancak artık yirmi sekiz yaşına girmiştir ve beklemekle geçirdiği yıllardan sonra, etrafındakiler tarafından evde kalmış kız kurusu damgası y

Zıt kutuplar birbirini çeker. Hem de en olmadık zamanda... Bir rock yıldızı olan Jenna Landry, işinde yaşadığı sorunları unutmak ve yeniden özüne dönmek için doğup büyüdüğü kasabaya tatile gider. Yaz sonuna kadar orada kalacaktır. Sadece yaz sonuna kadar... Bu ziyareti daha fazla uzatmaya niyeti yoktur. Michael Stone ise, Jenna'nın hemen bitişiğindeki evde oturan bir doktordur. İşinde çok iyi ve bu nedenle fazlasıyla yoğun bir doktor... Jenna'yı fark etmez bile. Bir gün, Michael'ın kızı onu ziyarete geli

Nefret ve aşk arasındaki mesafe ne kadardır? Kilometrelerce mi? Belki bir adım kadar yakındırlar birbirlerine? Belki de aralarında zerre kadar dahi uzaklık yoktur. Üstelik birbirlerine dönüşmeleri öyle hızlı gerçekleşir ki, hiçbir kalp nasıl sevdiğinden bir anda nefret ettiğini, sonra onu yeniden nasıl sevdiğini anlayamaz. Sırılsıklam âşık olan bir kadın... Tek gecelik ilişkilerin adamı olan bir erkek... Ve geçirilen tek geceden sonra birbirinden nefret eden ya da belki tamamen âşık olan iki insan... Gerçe

Bir korku imparatoru: Hannibal Lecter Soğuk bir kış günü doğan Hannibal, masumiyetinin çok ötesinde hisler taşımaktadır. Yalnızdır, korkmuştur. Yanında olduğunu hissettiği tek şeyse kötülüktür. Onu bulup yanlarına alan amcası ve ve amcasının eşiyle birlikte bir şansı olur. Özellikle amcasının eşi olan Leydi Murasaki'nin çabalarıyla iyileşmeye başlar. Ancak baştan beri içine işleyen kötülük hissinden hiçbir zaman kurtulamadığını fark etmesi uzun sürmez. Kurtulamamıştır çünkü, kız kardeşini gözlerinin önünd

Harry D'amour, ona gelen doğaüstü cinayet vakalarını çözümleyen bir dedektiftir. Birçok düşmanı vardır ancak bu düşmanlardan en azılısı Pinhead'dir. Pinhead'i dedektifin en azılı düşmanı yapan şeyse, ona nasıl zarar vereceğini biliyor oluşudur. Dedektif D'amour'a iş veren, aynı zamanda hayaletlerle konuşarak doğaüstü olayları çözmesine de yardım eden arkadaşı, dedektifin gözleri önünde kaçırılır. Dedektif ise arkadaşını kurtarmak için onu kaçıran Pinhead'i evine, yani Cehennem'e kadar takip eder. Büyük h

Arizona Çölü'ne düşen bir uçak... O uçaktan sağ çıkmayı başaran bir adam. Geçmişiyle ilgili hiçbir şey hatırlamıyor; geleceğiyle ilgili bir fikri de yok. Tek bildiği şey, bir adamı korumak için oraya geldiği. Ama, zaten ölmüş bir adamı nasıl koruyabilir ki? "Fazlasıyla sürükleyici bir hikâye. Hem yalın hem de etkili bir anlatım. Kitabı bitirdikten sonra bile aklınızı meşgul etmeye devam edecek." - Peter James "Olağanüstü. Stephen King ve Lee Child bir araya gelmiş gibi." - Mark Edwards "Simon Toyne si

Masal devam ediyor... Bir zamanlar asla inanmam dediğim bir şey vardı. Benden asla ama asla bir prenses olmazdı. Gerçekleşmeyeceğini düşündüğüm düşlerim vardı benim. Bana göre; aşk bana uğramaz, mutluluk beni teğet geçerdi. Tüm umutsuzluğuma rağmen yine de hayat beni yanıltmış, aşkı ve mutluluğu bir kişide toplamıştı. İmkânsız dediğim aşk, beni sarıp sarmalamış ve her şeyi baştan sona değiştirmişti. Onunla olmak, aşkı onunla yaşamak düşlerimin de ötesinde bir mucizeydi. Ancak her şey hayallerimdeki gi

Bazı zamanlarda kendimizi hayatın akışına öylesine kaptırırız ki, yaptığımız şeyi neden yaptığımızı, içinde bulunduğumuz eylemin bize ne katacağını ya da bizden ne götüreceğini fark etmeyiz. Günümüz dünyasında iki yanlış arasında gidip geliriz: bir sonraki adımın telaşı içerisinde hep gelecek için çabalamak ya da dünde kalmış şeyleri düşünerek geçmişe saplanıp kalmak. Geçmiş ve gelecek düşüncesi arasında bugün'ü atlarız hep. İçinde bulunduğumuz ânı yaşamak, buna alışmamış zihinlerimiz için neredeyse im