Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 940-960 / Aktif Sayfa : 48
İlk bakışta, Saitama bir süper kahraman gibi görünmüyor asla; ne kel kafasındaki ruhsuz yüz ifadesi ne de en ufak bir etkileyiciliği olmayan fiziği. Öte yandan, sıradan görünüşlü bu herifin hiç de sıradan olmayan bir sorun var başında; kendi gücüne uygun rakip bulamıyor bir türlü. Evet, zaman zaman umut vadeden kötü karakterler çıkıyor ortaya ama Saitama her defasında onları bir yumrukta yere seriveriyor. Acaba bir gün Saitama da kendi akranı bir rakip bulup hayatına anlam katabilecek mi yoksa hayatının ger
Sıradan bir günün akşamında, geçmeye çalıştığı köprüden nehre düşmek üzereyken ölüm tarafından kulağına fısıldandı. "Uzatılan buz gibi soğuk bir el bütün hayatına dokunacak." Bağımlılar ve Avcılar bu kez sıradan bir hayatın hayalini kuran, geceye doğmuş bir kız için karşı karşıya gelecek. Siyahla beyazın, geceyle gündüzün, iyiyle kötünün anlamını yitirdiği bir iç savaş. Zihin çıkmazı. Yaşam mücadelesi. Sarsıcı bir kısır döngü. İssız bir kasaba. Kusurlu bir kalp. Uçurumun diğer tarafına, gölgelerin arasına h
Avrupa, imparatorlukların dağılmasıyla ulus devletlere dönüşür ve aydınlanmanın ardından sanayi kapitalizmine geçerken Osmanlı İmparatorluğu hep bir ümmet devleti olarak kaldı. Ne tam olarak aydınlanmaya girebildi ne de sanayi kapitalizminin getirdiği rüzgârı yakalayabildi. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla aydınlanma ve sanayileşme atılımı gibi kazanımlar çıktı ortaya. Ne var ki bunlar, toplumca bir çaba karşılığı elde edilmiş kazanımlardan çok, ilerici bir kadronun getirdiği düzenlemelerdi. O nedenle
Şaşırtıcı bir kadınla karşı karşıyaydı. Oysa her şey kolay görünüyordu! Onu elde etmek ne kadar da zor olabilirdi ki? Maddi sıkıntılardan kurtulmak için kendisini onun kollarına bırakması yeterliydi. Kolay olması gerekirdi! Ama!.. Ama yanılmıştı! Hem de çok! Acımasız bir adam olması genç kızı hiç korkutmuyordu. Kötü bir şöhreti olması, onu hiç mi hiç rahatsız etmiyordu. Herkesi sindirip yakan ateşli gözlerine bakarak gülebiliyordu! Bunlardan daha da kötü bir özelliği vardı. Hiç alışık olmadığı kadar... z
Sevgi nelere engel olabilir? Acı dolu bir kalbin ilacı olabilir mi? Gizemli bir adama olan öfkeyi yok edebilir ya da bitmez sanılan bir nefretin verdiği ince sızıyı dindirebilir mi? Tutkuyla harmanlanan nefretin çöküşüne, sırlarla harmanlanan sevginin mücadelesine şahit olun! Kazanmanın hüznünü, yenilmenin güzelliğini hissedin. Mavi gözlerde kaybolan bir adamın aşkı için direnişini okuyun. Ve acılı bir kadının adım adım sevgiye boyun eğişini görün! Gülümseyeceğiniz, hüzünleneceğiniz ve sonunda mutlu olup
İkisi de zorla evlendirilmişti! Özellikle zengin ve yakışıklı bir erkek için bu zoraki evlilik dehşet vericiydi. Kısıldığı kapandan tüm kalbiyle nefret etti. Ama sürprizlerle dolu olan karısından değil! Tüm dizginlenemez öfkesine, tüm delicesine intikam isteğine, tüm çaresiz kaçış çabalarına rağmen... ...bir türlü karısının şok eden güzelliğinden ve dayanılmaz çekiciliğinden uzak kalamıyordu. Aşk savaşında güç kaybeden bir adam için, bazen teslim olmak en iyisidir. Ama bunu anlamak zaman alabilir! **** Ça
Bir masal kahramanı kadar yakışıklıydı belki! Sıcacık bakışlarıyla, tecrübeli yürekler için bile tehlikeliydi. Gerçek aşkı hiç tanımayan vahşi bir kıza göreyse, engellenemez iradesiyle tutkulu bir zorbaydı o... Korunaklı hayatına büyük bir cesaretle dalmıştı. Ondan çılgınca şeyler istiyordu bu uzun adam... Öncelikle kollarından kaçamayacağı gerçek bir evlilik... Ve ona benzeyen güzel bir bebek... Genç kızın isyan eden kalbini istemiyordu belki! Ama... her an göğsünden koparıp alacak kadar da fırsatçıydı.
‘Son'a gizlenen başlangıç... Kader, halkaları birbirine geçirilen şans zincirinden ibarettir kimine göre. Kimine göreyse, sonu belli olmayan ve gidişatın değişmesinde rol alamayacağımız bir film... Defne tüm bu tanımları yıkıp kendi kaderini çizmeye karar verir. Bu süreçte dostlarının onu yalnız bırakmaya hiç niyeti yoktur.Hal böyle olunca, yeni bir maceradan ne kadar kaçılabilir ki? Düşman Okullar, büyük bir aşk ve dostluğa tanıklık etmeniz için son kez kapınızı çalıyor.
Rus edebiyatının hiçbir kahramanı, ne Raskolnikov, ne Mişkin, ne Prens Andrey, eski Rus insanını, hatta bütün Doğuluları Oblomov kadar açıklıkla, en özlü yanıyla temsil etmez. Doğu, belki de ilk defa olarak Gonçarov un bu büyük eserinde kendi kendini tanımaya, Batı dan farkını anlamaya başlamıştır. Oblomov klasik kahramanlar gibi genel bir tip, Don Kişot gibi, Tartuffe gibi insanlığın bir halini göstermekle birlikte, zamanına, çevresine sıkı sıkıya bağlı bir insandır.
Victor Hugo (1802-1885): Fransız edebiyatının gelmiş geçmiş en büyük yazarlarındandır. Şiirleri, oyunları ve romanları ile tanınır. Romantizm akımının Fransa'daki temsilcisidir. Edebiyat alanındaki devasa başarılarının yanında politik hayatta da etkin bir rol üstlendi, bu nedenle sürgün cezasına çarptırıldı, cezasını tamamlamasına rağmen İmparatorluk yıkılana dek Fransa'ya dönmedi. İlk kez 1862 yılında yayımlanan Sefiller yazarın Notre-Dame'ın Kamburu ile "din", Deniz İşçileri ile "doğa" konularını işlediği
Daisy'nin en yakın arkadaşları Phoebe ve Erika'dır, ama ikisi bir türlü anlaşamaz. Erika, Phoebe'nin güçsüz biri olduğunu, Phoebe de Erika'nın çok kaba olduğunu düşünmektedir. Daisy'nin en yakın arkadaşlarının birbirlerini sevmesi için bir planı vardır, ama birden her şey karışır! Derken eski, ürkütücü bir fabrikada üçü birlikte bir gece geçirmek zorunda kalırlar?
Koslu Hippokrates (MÖ 460-370): Tıbbı batıl inançların gölgesinden kurtarıp akli temellere dayalı bir sanata dönüştürmüş, böylece tıbbın babası olarak tarihe geçmeyi başarmıştır. Ortaya koyduğu anlayış zaman içinde değişik toplum ve kültürlerce benimsenmiş, hatta Galenos (MS 2. yy.) aracılığıyla Batı ve İslam ortaçağlarına aktarılarak çağdaş bilimin temellerinin atıldığı 18. yüzyıla değin etkisini sürdürmüştür. Kendisine atfedilen Hippokrates Külliyatı adlı derleme, insanın vücut yapısından hastalıkların ne
Karadenizin doğu kıyılarından İstanbula göçmüş bir ailede doğan, üç yaşında Mütareke ve işgalle tanışan, altı yaşında kurtuluş heyecanı yaşayan bir çocuğun, Cumhuriyet tarihine paralel akıp giden uzun ve renkli yaşamının öyküsü: Anaokulundan liseye ülkenin en iyi okullarında süren ve en köklü yükseköğretim kurumu Mülkiyede tamamlanan benzersiz bir eğitim yaşamı... Çok partili demokrasi yıllarında başlayan devlet memurluğunda, Anadoluyla ve ülke gerçekleriyle tanışma Avrupa ile bütünleşme yolundaki Türkiyeni
"Onu çeken, insanların mutsuzlukların içindeki halleriydi. insanların kendileri değildi. mutsuzluklarıydı ve insanın olduğu her yerde buna rastlıyordu, diye düşündüm, insankolikti o, çünkü mutsuzluk özlemi çekiyordu. İnsan mutsuzluktur, dedi hep, diye düşündüm, yalnızca budala olan bunu aksini savunur. Doğmak mutsuzluktur, dedi, yaşadığımız sürece de bu mutsuzluğu sürdürürüz, bir tek ölüm kesip atar bunu. Bu, hep mutsuzuz demek değildir, mutsuzluk yoluyla mutlu olabiliriz, dedi, diye düşündüm." Thomas Bern
Tükendi
"Şiir, insanla insan, insanla dünya arasındakini seçerek bir başka düzleme aktarır ve yeniden kurar. Bir özel dil olmakla birlikte şiir bir iletişim aracıdır. Nesnel dayanağı olan çoşkulu bir söylemdir. Kimi kez doğru giden bir oktur. Yeniden düzenlenmesi gereken yaşama, dünyaya usla karşı çıkıştır. Başkaldırıdır." - Gülten Akın Gülten Akın'ın toplu şiirlerini üç cilt halinde sunuyoruz. İlk ciltte Rüzgar Saati (1956), Kestim Kara Saçlarımı (1960), Sığda (1964, TDK Şiir Ödülü) ve Kırmızı Karanfil (1971) ye
Tükendi
Görev TYT 3 Deneme Sınavı
Türk edebiyatının büyük ustası Orhan Kemal, en yetkin kitaplarından biri olan Eskici ve Oğulları'nda ekonomik koşulların nasıl da aile bağlarını zorladığını ele alıyor. Edebiyatımızda her zaman emeğin, umudun, aydınlığın yanında tavır almış olan Orhan Kemal, insan eliyle kurulan çarpık düzenin nasıl da insanın kendini yozlaştırdığını en iyi dile getiren yazarlarımızdan biri. Eskici ve Oğullan, ekonomik zorluklar nedeniyle çözülmenin eşiğine gelmiş aile ilişkilerini tüm canlılığıyla gözler önüne seriyor. Or
"Cıva gibi, kendi gibi, delidolu bir İstanbullu." Muhtelif üniversitelere girmiş, devamsızlık yüzünden atılma konusunda tecrübe sahibi olmuştur... Selahattin Hilav sayesinde ya da yüzünden, gazeteciliğe başlamıştır... Enis Batur yüzünden de sinema yazarlığına bulaşmıştır. Caz ve spor yazmaya başlaması, "kendi düşen ağlamaz" deyimini akla getirir. Edebiyat konusunda, kendi kendine bile olsa hep yazardı zaten, o sayılmaz... Zararsız bir şahıstır. İnsanlarla genelde iyi anlaştığı halde, durmaksızın çalışması
Öğrenme, dünyaya geliş ile başlayan ve hayat boyu devam eden bir süreçtir. Bebekler gözlerini dünyaya ilk açtığı andan itibaren devam eden bu öğrenme serüveni; çocukların duyularını ve motor becerilerini kullanarak, dünyayı gözlemleyerek ve etraflarında gördükleri kişilerle özdeşim kurarak yani rol model taklit yolu ile gerçekleşir. Çocuklar bilişsel, görsel ve sözel gelişimleri için farklı uyarıcılara ihtiyaç duyarlar. Robotik Kodlama Etkinlikleri; bu uyarıcılardan biri olan kitapların 3 yaş ve üstü çocukl
Öğrenme, dünyaya geliş ile başlayan ve hayat boyu devam eden bir süreçtir. Bebekler gözlerini dünyaya ilk açtığı andan itibaren devam eden bu öğrenme serüveni; çocukların duyularını ve motor becerilerini kullanarak, dünyayı gözlemleyerek ve etraflarında gördükleri kişilerle özdeşim kurarak yani rol model taklit yolu ile gerçekleşir. Çocuklar bilişsel, görsel ve sözel gelişimleri için farklı uyarıcılara ihtiyaç duyarlar. Robotik Kodlama Etkinlikleri; bu uyarıcılardan biri olan kitapların 3 yaş ve üstü çocukl
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 940-960 / Aktif Sayfa : 48