UNUTMAYIN! Hayatın kendisi bir Fen Laboratuvarıdır. Kahramanlarımıza dikkat edin. Onlarda kendinizi bulacaksınız. Deney dediğiniz nedir ki? Yaşadıklarımızın ta kendisi. Günlük hayatın sıradan işleri, size gizemli dünyaların kapılarını aralayabilir. Derslere bir de bu kitaptaki kahramanlar gibi farklı açılardan bakın. Zaman ve mekân sınırı olmadan yapabileceğiniz deneyleri bu kitapta bulabilirsiniz. Bu kitapta öğrenme eğlenceli, merak ise öğrenmenin fişeği...

1926 yılının baş döndürücü yaz aylarında Ernest Hemingway ve eşi Hadley, Paris'teki evlerinden ayrılıp Güney Fransa'da bir villaya yerleştiler. Briç oynayıp cin içebilecekleri, bol bol yüzebilecekleri yaz ayları boyunca, gittikleri her yerde onlara eşlik eden biri vardı: Fife. Göz alıcı bir kadın... Hadley'nin en yakın arkadaşı. Ernest'in gizli âşığı... Ernest Hemingway'le evlenip onun soyadını alan ilk kadın Hadley'di. Ama son kadın ne o olacaktı ne de Fife. Dört sıra dışı kadın, kendi dönemlerinin en önem

Üç büyük ablası ile başı dertte olan Martin'in acilen desteğe ihtiyacı vardı. Bir an önce bir erkek gücü kurup bu kız saldırılarını geri püskürtmeliydi. Ancak bulduğu çözüm onun başına daha çok bela açacaktı. Hepsini saymak gerekirse: Deli bir hayalî arkadaş İçi geçmiş bir müşteri hizmetleri Okulun kabadayıları Bonner Kardeşler Okulun en büyük tehlikesi Declan Mannion Hepsi Martin'in peşine düşünce zavallı çocuğun işleri yoluna koyması nasıl mümkün olabilirdi ki?

Malakka'da 1955 yılı. Lydia Cartwright hasta bir arkadaşını ziyaret etmek için ayrıldığı evine geri döndüğünde hiç beklemediği bir manzarayla karşılaşır. Hizmetçileri gitmiştir. Telefon hatları kesilmiştir. Kocası Alec ortada yoktur. Peki ya küçük kızları Emma ve Fleur? Çocukları nereye kaybolmuştur? Korku dolu ve umutsuz bir halde onları savaş boyunca İngiltere adına çalışmaları için Malakka'ya gönderen resmi görevliyi arar. Ondan, kocasının İngiltere'ye geri döndüğünü öğrenir. Ama Alec'in onu almadan

Dünya üzerindeki en güçlü enerji-şifa tekniklerinden birini keşfedin! Üç küçük çocuk annesi olan Vianna Stibal'a, 1995 yılında, uyluk kemiğini hızla yok eden kanser teşhisi konuldu. Denediği tüm geleneksel ve alternatif tedavi yöntemleri başarısız olmuştu, ta ki daha önce sezgisel okuma seanslarında çalıştığı basit tekniği kendisi üzerinde uygulayana kadar. Kendini anında iyileştirmenin hayreti içerisindeki Vianna, bu yaklaşımı, yaptığı seanslarda başkaları üzerinde de kullanmaya başladı ve insanlardaki mu

O güne kadar var olduğunu sandığım varlıkların aslında bir varlıkları olmadığını anlamamdı HAYRET... Düşüncelerimin temelinde ALLAH adını koyduğum bir Tanrım olduğu sürece gerçeği göremeyecektim. Hayalimdeki Tanrı beni ölüm sonrası yargılayacak, cennetine veya cehennemine gönderecekti. Tanrı ve Allah'ı aynı şey zannetme yanılgısı içindeydim. İnsanlık var olduğundan beri hep Tanrılar olmuştu ama Allahlar olmamıştı; oysa gerçekte sadece Allah vardı ve O'ndan başka hiçbir şey yoktu. Allah adı ile işaret edilen

Anthony William, yanlış teşhis ya da tespit edilemeyen hastalıklar nedeniyle acı çeken binlerce insanın şifa bulmasına aracılık etmiş bir medyumdur. Ona danışmaya gelen insanların rahatsızlıklarının nereden kaynaklandığını hisseder. Onun ifadesine göre, ilahi bir güç bu bilgileri onun kulağına adeta fısıldar. Yirmi beş yıllık tecrübelerini bu kitapta toplayan Anthony William, attığımız her adımda, aldığımız her nefeste içimize doldurduğumuz hastalıkların birbirine dolanıp oluşturduğu düğümü büyük bir sabır

Ülkenin en çok satan kadın dergisi, çapkın bekâr Nicholas St. John'u evlenilecek en gözde lord ilan ettiğinde genç adamın hayatı tam bir cehenneme dönüşür. Nereye giderse gitsin eş arayan hanımlar ve onların anneleri ile kuşatılmaya başlar. Leighton Dükü'nün kayıp kız kardeşini bulma görevi onu bu azap(!) dolu hayattan kurtaracak mükemmel bir tekliftir ve tam zamanında gelmiştir. Geçmişinde Bulan -avcı- adıyla bilinen Nick için bu görev çocuk oyuncağıdır ve bekâr kadınlardan uzaklaşması için harika bir ba

Benim doğduğum günden, onun öldüğü güne kadar babam benim arkadaşım, rehberim, öğretmenim ve güvenilir akıl hocamdı. Hâlâ hayattayken, ona gerçek hikâyesini yazması için zaman zaman yalvardım, ancak o bunu reddetti: "Grégory," derdi, "tarihi yazabilmek için önce onu bitirmen gerek." Bu kitap kimseyi suçlamıyor. Bu kitap mutlak bir gerçek de değildir. Bu, babamın hayatına yakınlaşabilmek için bir araştırma, bir girişimdir. Bu, kişişel, özel bir incelemedir. Tüm erdemlerinin yanısıra tüm hatalarıyla bir ada

Merhaba ben Muhteşem George. Allison, Kenny, büyükbabam ve ben, bir yarışma için İskoçya'dayız. Büyükbabam yarışma için hazırlanırken, biz de gölleri araştırıyoruz. Ama yeni bir macera olması gereken araştırmamız, tam bir felakete dönüştü. Allison'ı kaybettik. Üstelik ondan özür bile dileyememiştim. Bunların hepsi benim hatam. Ve nasıl düzeltebileceğim hakkında en ufak bir fikrim yok. Bu sefer başım gerçekten belada!

Merhaba ben Muhteşem George. Atlattığımız onca maceradan sonra sonunda yaz tatili geldi. Tatili çok sevmeme rağmen biraz sıkıldığımı itiraf etmeliyim. Biraz eğlenmek için Allison ve Kenny ile kasabamızdaki göle gitmeye karar verdik. Ama göle gittiğimizde ne gördük dersiniz? Göl kurumuş. Hem de tamamen! Dünyanın birçok yerindeki göller kurumaya başlamış. Şimdi, bir yarışmaya katılmak için yola çıkan büyükbabamla birlikte İskoçya'ya gidiyoruz. Araştırmamız gereken göller var. Yeni bir macera için hazır

Aynı ateşte kaç kere yanabilirsin? Birbirlerini çocukluklarından beri tanıyan iki gençtir Ali ve Arya. Babalarının sıkı dost olması, ikisinin de hayatını çözülemeyecek bir düğümle birbirine bağlamıştır. Önce zorunluluktan başlamıştır bu ilişki. Ali, kendisine emanet edilen baş belasıyla vakit geçirmekten pek memnun değildir. Arya da kendisine göz kulak olma işini fazlasıyla abartan bay ukalayla. Sonra her şey değişir. Didişmeler arkadaşlığa, zorunluluklar vazgeçilmeze dönüşmüştür farkında olmadan. Birbirler

Buffalo Bill lakabıyla tanınan bir seri katil, bazı kadınların peşine düşmektedir. Katilin belli bir amacı vardır ama cesetler farklı eyaletlerde bulunduğu için kimse bunu kavrayamaz. FBI Akademisi'nde genç bir stajyer öğrenci olan Clarice Starling, büronun davranış bilimleri bölümünden Jack Crawford tarafından çağırılınca şaşırmıştır. Görevi, çok zeki bir psikiyatr ve korkunç bir katil olan, Baltimore Akıl Hastanesi'nde tutularak kriminal cinnet açısından yakından izlenen Dr. Hannibal Lecter ile görüşmekti

Sakın bana ne yapacağımı söyleme! Ne yaptığımı, ona sakın söyleme! Şimdi ne yapacağım, bana onu söyle! Ya da sus. Bir şey söyleme... Nasılsa neye inandıysam ona inanmaya devam edeceğim. Öyle varlıklarız ki, inanmak istemediğimize bir başkasının inandığını görmeye bile tahammülümüz yok! Bu, evrenin ve insanın yaratılışından beri böyle. Savaşlar bunun için var! Ölümler, bunun için! Ve asla yapamayacağımızı sandığımız şeylerle, bir gün onları yapabileceğimizi bilmeden yaşıyoruz... Biz, tezatlardan beslenen, çe

Herhangi bir şeyi objektif olarak tecrübe etmemiz mümkün mü? Görev, hazdan önce mi gelmelidir? Bir şeyin çok fazla olması yetersiz olmasından daha mı iyidir? Tanrılar, merhametli olmalarına rağmen neden insanların acı çekmesine izin veriyorlar? Yaşamak ile canlı olmak arasında fark var mıdır? Bunlarla ilgili ne düşünüyorsun? Peki o düşündüğün şeyleri neden düşünüyorsun?

Lanetli bir kasaba. On yedinci yüzyıldan bu yana hayatta kalmayı başarmış, gözleri ve dudakları dikilmiş bir kadın. Gözleri açıldığında bakışlarıyla, dudakları açıldığındaysa sözleriyle insanları büyüleyebilecek bir cadı o. Black Spring kasabası ona ait. İçindekilerle birlikte. Binlerce yıldır orada. Hiç istenmedi. Hiç gitmedi. Laneti herkesin peşinde. Nasıl ki o hiç gitmediyse, diğerleri de gidemezler. Orada yaşayan insanlar, orada ölecekler. Başka hiçbir yerde yaşayamazlar. Orada doğan çocuklar, onun la

Megan ve Adam birbirlerinin okul aşkıdır. O günlerde Megan'ı açıklayamayacağını söylediği sebeplerle terk eden Adam bir süre sonra kasabadan ayrılır ve kendine şehirde başka bir hayat kurar. Yıllar sonra kısa bir süre için kasabaya geri döner ve merakına engel olamayarak Megan'ı görmeye gider. Bu buluşma onlar için süprizlere gebedir. Genellikle kavuşmak imkânsız gelir insanlara ama o gün yaşananlardan sonra Megan ve Adam için ayrılık imkânsız olacaktır.

Ben, bizim buralarda en cok kullanılan isimlerden birine sahibim. Adım, John Smith. Buralarda sayamayacagınız kadar cok John Smith var. Bu yüzden herkes, benim cok sıkıcı oldugumu düsünüyor. Oysa ben sıkıcı degilim. Hatta dünyanın en eglenceli cocugu oldugum bile söylenebilir. Her hikâyede baska bir maceraya atılıyorum. Bu hikâyede ucsuz bucaksız denizlere yelken acan bir korsan oldum mesela. Hazırsan, sen de macerama ortak olabilirsin!

Birçok insan için mutluluğun anahtarı paradır. Felicity, hiçbir zaman o insanlardan biri olmamıştır. Onun için hayattaki en güzel ve mutluluk veren şey, severek yaptığı işidir. Bir otelin restoranında şeftir ve hayatı için daha fazlasını istemez. Ancak istemediği birçok şey gibi, para da gelip onu bulur. Yıllarca kimsesiz, yaşlı bir adam zannederek ilgilendiği bir müşterisi, aslında çalıştıkları otelin sahibidir ve ölürken tüm mal varlığını Felicity'ye bırakır. Yaşlı adamın yeğeni Blake ise, bu servetten

Olivia Marks, işinde çok başarılı bir editördür. Hayalleri uğruna doğduğu kasabayı terk etmiş ve bir daha da geri dönmemiştir. Tüm hayatını kariyerinde ilerlemek üzerine kurmuştur ancak hesaba katmadığı bir şey vardır: Bir bebek. Kız kardeşini ve eniştesini bir trafik kazasında kaybettiğinde, onların yeni doğmuş bebekleri Annabelle'in vasisi olduğunu öğrenir. Bebekle ilgilenmek için kasabaya dönmek zorunda kalır ama yüzleşmesi gereken tek şey bir bebeğin sorumluluğu değildir. Kasabaya dönmesi, yıllar önce