Cemal Tollu/Retrospektif 18 Kasım - 30 Aralık 2005 Yapı Kredi Kazım Taşkent Sanat Galerisi, Türk resminin temel taşlarından Cemal Tollu'nun yağlıboya, suluboya ve desen çalışmalarından oluşan retrospektif sergisine ev sahipliği yapıyor. Sergiyle eş zamanlı olarak yayımlanan bu kitap, ressam ve eserleri hakkında kapsamlı bir kaynak olma özelliği taşıyor.

Yirminci yüzyılın ikinci yarısında özgün çalışmalarıyla ünlenen Alman ressam Joseph Beuys´un ülkemizdeki ilk büyük sergisi şu günlerde Yapı Kredi Kültür Merkezinde... Joseph Beuys-Aslolan Çizgidir adlı sergiye eşlik eden kitap, Beuys hakkında Türkiyede yayımlanmış en kapsamlı kitaplardan biri. Batı sanatının sınırlarını zorlayan Beuysu yakından tanımak için iyi bir fırsat.

Bu kitap, klasik dönemde Byzantion ve ortaçağda Konstantinopolis olarak bilinen İstanbul şehrindeki Bizans anıtlarının hikâyesi. Bizansın önemli anıt eserleri, kronolojik bir sırayla ve ait oldukları dönemler dahilinde, çalkantılı Bizans çağı boyunca başa geçen hanedanlar süresince meydana gelen politik, dini, sosyal, ekonomik, entelektüel ve sanatsal gelişmelerin eşliğinde anlatılıyor. Byzantionun mimari ve sanatsal mirasının başlıca kısmını oluşturan bu anıtlar, aynı zamanda, klasik çağ dünyasıyla erken m

Asurlular tarafından Anadolu´da kurulmuş bir pazaryeri Kültepe. Anadolu yazılı tarihinin başlangıcını oluşturan çiviyazılı belgelerin en yoğun olarak buluduğu yer. Yapılan kazılar, okunan tabletler gösteriyor ki Kültepe, Hong Kong´un binlerce yıl önceki modeli gibi. Tahsin Özgüç´ün hazırladığı bu kitap, Anadolu yazılı tarihinin başlangıcını günümüze taşıyarak önemli bir işlevi yerine getiriyor.

N’ aparsınız, bir gece vakti evde tek Başınıza kaldığınızda, nasıl Baş edersiniz kendinizle? Nasıl Kalırsınız baş başa, kendi başınızla...? Herkesin cevabı kendine. Neyse... Satırlarıma son verirken yalnızlığınızın Gözlerinden muhabbetle öpmek isterdim ama biliyorum, yalnız değilsiniz. Ne kadar da kalabalıksınız. Ne kadar da sıkıcı. Bana yazmak isterseniz, yerim Yurdum belli: Alt ıssız koridor, soldaki son oda, Yalnızlar Palas... Mektup samimiyetinde, deneme Sıcaklığında, öykü tadında 24 metn

"Düşünsel olarak uzakta ve geçmişte olanla, deneysel olarak gelecekte olacakla, pratik olarak hemen burnumuzun dibindekiyle uğraşıyoruz." Günümüz Türk mimarlığının önde gelen yaratıcılarından Nevzat Sayın´ın yaşamsal uğraşını, bir çağrıya kulak vererek düştüğü yol "resimler ve levhalar" yardımıyla anlatan bir kitap. Mimarlık eleştirmeni Tansel Korkmaz´ın, Nevzat Sayın´la yapılmış uzun söyleşilerden yola çıkarak oluşturduğu metinler, fotoğraflar, çizimler, usta mimarın incelikli düşüncelerini yansıtan no

´´Bir ev yapmaya başladığım gün, kendi resmimi yapacağımı bilmiyordum; o güne kadar yazın alanında yaptığım portrelerin en iyisiydi bu. (...) Kapri´deki en yabanıl, en yalnız ve dramatik kesimde, insanın damgasını taşıyan adanın yabanıllaştığı, doğanın da kendini benzeri görülmedik ve acımasız bir güçle dile getirdiği, adanın tümüyle doğuya ve güneye bakan kesiminde, olağandışı arı çizlilere sahip kayalık mahmuzlarıyla denize saldıran bir burun vardı. İtalya´da böylesine geniş bir ufka, böylesine duygu deri

Engin Özendeş, fotoğrafta oryantalizmin en önemli temsilcisi olan Sebah & Joaillier üzerine ilk bilgileri ve bilinmeyenleri, dünya fotoğraf tarihinde ik kez, 1987´de yayımlanan Photography in the Ottoman Empire 1839 - 1919 kitabında günışığına çıkarmıştı. 1998´de yayımladığımız Abdullah Freres: Osmanlı Sarayının Fotoğrafçıları´nı hazırlarken ise, bir yandan da Sebah & Joaillier´nin izini sürüyordu. Beş yıl kadar önce başladığı araştırmanın sonucunda ortaya çıkan yepyeni bilgi ve belgeler ışığında bu kitabı

Lenoir bu derlemede sanattan çok, anlaşılmazlığı ve çok yönlülüğü içinde yapıtı sorguluyor. Sanat yapıtına özgü belirsizlikleri irdelemek ya da aşmak üzere daha önce verilmiş yanıtları ayrıntılarıyla incelerken, yazarlar ve felsefecilere sürekli göndermeler yapıyor. Bu, araştırmasını kuramsal ve pedagojik açıdan da zenginleştiriyor. Platon'dan Merleau-Ponty'ye, klasiklerden romantizme, Balzac'tan modernlere yapıtın estetik ve yargıyla ilişkisi, yaratıcılık ve deha, oyun, öykünme ve yaratım gibi kavramlar al

Vedad Tek, Türkiye Cumhuriyeti´nin ilk kuşak mimarlarından, belki de en önde geleni. Sirkeci Büyük Postane´den Ankara´da İlk Meclis Binası´na, Kastamonu Hükümet Konağı´ndan İzmit Saat Kulesi´ne onlarca yapıya imza atmış bir mimar... Veda Tek´in mimarlık serüvenini kaba hatlarıyla görmek, birkaç anayapıtıyla sınırlı bir ilişki kurmak başka şey, Afife Batur´un üstlendiği gibi, Yapıt´ın en ince ayrıntılarına dek sokulmak, "bütün"ü bütünlüğü içinde görmek ve değerlendirmek bambaşka. Bu kitap, Mimar Vedad hakkın

Zaman devriyeleri, sanatın büyük evrensel ailesinin kimi bireylerini hep resim ekseninde kalmak koşuluyla kalemsiz, fırçasız, boyasız, kendine özgü renkleriyle vermeyi deniyor. Teknik anlamda eleştirel bir yaşlaşım yerine, sanatçıya ve yapıtına yönelik bir çeşit saygı duruşu... Uğur Kökden´in resim alt yapısı üstüne oturan bu denemelerinin yarısı, Bruegel´den Frans Hals´a, ElGreco´dan Delacroix´ya, uzak dış dünyaları sergiliyor; öbür yarısı da Türk resim serüveni içinde Celile Hanım´dan Neşe Erdok´a, Fat

"Sinan´ın Ağırnas´ta doğup devşirilmesi, İstanbul´a gelmesi, bin bir serüvenden ve savaştan sonra, Süleymaniye´yi, Selimiye´yi gökyüzüne nakşetmesi, bir su damlasının gökyüzünden kopup belirli bir noktaya düşmesi kadar kaçınılmaz mıydı? Belki Sinan rastlantıya inanmıyordu ama, rastlantı Sinan´a muhakkak inanmıştı..." Mimar Sinan´ın doğduğu, çocukluğunu yaşadığı topraklara yaklaşık 450 yıl sonra sürgün giden Abidin Dino, orada "Süleymaniye´nin henüz boy vermediği çağı" düşler: "Orta Anadolu´da bir köylü çoc

Selim Cebeci´nin resimlerinde ilk bakışta kendini belli eden olgu ´şehir´, ´şehirde bir yerde´ olma duygusudur... Hemen hemen her bir resim kalabalıkların buluştuğu, hareket ettiği ya da boşalttığı iç dış mekanları yeniden üretmektedir. Toplam yapıt, -istinasız bütün resimlerin toplamı- ressamın zaman ve coğrafya dışı kurguladığı kendi ütopik şehridir. Bu ütopik metropol paftası, ressamın, başka başka şehirlerin köşelerinden, yeraltı tünellerinden, lağımlarından, garlarından, metro istasyonlarından, parklar

1071´deki Malazgirt Savaşı´ndan sonra çözülmeye başlayan Bizans İmparatorluğu karşısında Batı´ya göçen Türkmenler, Anadolu´ya, yüzyıllara yayılan bir süreç içinde egemen oldular. Yazılı tarihte 1071 ile Konya Selçuklu Devleti´nin sonu olan 1308 tarihleri arasında yer alan yaklaşık üç yüzyıllık bu süreç, karmaşık, değişken ve dinamiktir. Bu süreçte göçer Türkmenlerle yerleşik halk, "birlikte" yaşamlarında birbirlerinin kültürünüü özümseyerek son derece özgün bir kültür ortamı yarattılar. Mimariden küçük sa

"Şehrinin, ülkesinin en ücra köşesine dek uzandığını, en büyük tarihsel kişiliklerden en uç toplumsal tabakaların temsilcilerine dek objektifini her noktaya bir namlu gibi çevirdiğini gördüğümüz, bildiğimiz bu özel usta, Dünya´ya da aynı merak, gözüpeklik, had hudut tanımayan bir ilgiyle açılmıştı: işte bu genişlemenin sıradışı soruçlarını karşımıza diken bir çalışma - çağımız düşüncesine, edebiyatına, sanatına derin izler bırakmış, yedi ulaşılması güç yaratıcıyla Ara Güler´in kurduğu diyalogları belgeliyor

Ünlü tarihçi Stefanos Yerasimos, Süleymaniye başlıklı çalışmasında, Osmanlı İmparoturluğu´nun en ihtişamlı döneminde, bu ihtişamın simgelerinden biri olarak inşa edilen Süleymaniye Camisi´ni bütün boyutlarıyla ele alıyor. Tarihsel bağlamdan ve bu "muhteşem" yapının Osmanlı Mimarisi içinde tuttuğu yerden yola çıkıp, kullanılan malzemeden şantiye organizasyonu ve inşaatın kronolojisine dek geniş bir yelpazede ufak ayrıntılara inerek okura kültür ve mimari tarihi açısından önemli bir toplam sunuyor. Ara Güle

1954 yazında Sun'ın patronu Sam Philipps "Bana Siyahlar gibi şarkı söyleyen bir Beyaz verin, bir milyon dolar kazanayım." diyordu. Bu Beyaz, hafif uzun saçları, hırpani kılığı, serseri sırıtışıyla yufka yürekli asi Elvis'ti: Kabuk sert gibi görünüyordu, ama içi yumuşaktı. Elvis'in yolundan giden Rock'n'roll sert kabuğunu korurken Rythm'n'Blues'dan Punk'a yolculuğunda gitgide içini de sertleştirdi. Bir tarafta da kendi endüstrisini oluşturdu. Bu endüstri bir süre sonra Rock müziği cilaladı, çarkları altında

İÇİNDEKİLER Yazar Yazı Sayfa Robert Rosenblum Sanat Tarihi Olarak Warhol 6 Mehmet Ergüven Andy Warhol 30 Mine Haydaroğlu Andy Warhol: Amerikan Kült (ür)ü

Birçok fotoğrafın üstünde ya da arkasında, aşağı yukarı aynı şey yazılı: Sevgili dostum Ara´ya... (Fransızca, İngilizce, İtalyanca ya da başka dillerde). İmzalarsa fotoğraf dünyasının en büyük adları: Henri Cartier-Bresson, Josef Koudelka, Sebastiao Salgado...... Kimi fotoğralar, yaratıcıları Ara Güler´in çağına yetişemediği için imzasız: Daguerreotype´ler, Eugéne Atget´ler, Puo, Demachy, Steichen... Sevgili Dostum Ara´ya... Elli yıllık uluslararası ´foto muhabirliği´ yaşamı süresince tanıştığı, dost olduğu

Bu kitap, Rrose Selavy opus magnum´unun, Duchamp´cı çalışmaların alanını altüst etmeyi hedefleyen, yapıtı gizbilime ve gerçeküstücü alana çekmeye yönelik yorumlardan kurtararak, eşzamanlı olarak entelektüel ortamına yeniden kavuşturan ama bizim çağımızın daha canlı güncel ortamına göre yeniden kayda geçiren devrimci okuması. XX. yüzyılın başında, çağımızın büyük söyleninin, Carrouges´un öngördüğü cisimleşmesi, Büyük Cam, "sürtünme tersinmesi ilkesi" ile ağırlıktan kurtularak, düşsel bir biçim sayesinde te