Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Toplam 665 kayıt bulunmuştur Gösterilen 200-220 / Aktif Sayfa : 11
Arılar yüksekten uçar! O gün, o cuma günü her şey olabilecek en kötü şekilde başlamıştı. Patrick, önce koşu yarışında bütün köyün önünde rezil olmuş, sonra da hayatında en çok değer verdiği varlığı kaybetmişti. Pat-Arı-Rick kararlıydı, bazen bir koşucunun koşmaya devam etmesi gerekirdi. Yetişkinlerin hiçbir uyarısını dinlemeyecek, sessiz ve yalnız, koca Aydağı'na tırmanacaktı. Patrick Aydağı'nda başına geleceklerden habersiz zorlu bir yolculuğa çıktı. Timsahlara saldıran arılar, insafa gelen leoparlar ve
Tükendi
Nehir kenarındaki hayat Köstebek, Sıçancık ve Porsuk için oldukça huzurluydu – ta ki arkadaşları Kara Kurbağası bir araba alana kadar! Acaba Kara Kurbağası'nın dostları, başını derde sokmaması için onu ikna edebilecekler mi?
Pasta kutusundan çıkan satırları okumak kadınlar için bir mutluluktu. "Bunları yazarken beni düşündü," diyorlardı içlerinden (öyle olmadığını herkes bilse de) ve değersiz varlıklarına bir değer biçildiğine inanıp mutlu oluyorlardı. Belki de ilk kez var olduklarını hissediyorlardı. Bunu anlamayacak kadar aptal değildim. Siparişle pasta yapan ve her birinin içine kişiye özel aşk metinleri koyan ama aşka inanmayan Faik Bey, kullandığı Mercedes'e âşık şoför, kırsalda saklanan babası hakkında atlılara ipucu verm
"Bir serum şişesinin hayatındaki en önemli şey ne olabilir? Bir insanın?" Mahalleler, evler, odalar; eski fotoğraflardan yükselen fısıltılar, mektuplara sıkıştırılan suskunluklar, kasaba garajlarında unutulmuş kederler ve hevesler; beş vakitler, bir vakitler, birbirine karışan kaderler, birbirini bileyen diller... Günümüz öykücülüğünün öncü yazarlarından İlhan Durusel, duyduğu gibi anlatıyor öykülerini; yazı'nın bilinen imkânlarının ve mümkünlerinin ötesinde bambaşka pencereler aralıyor okuruna unutmak ve
Tükendi
Olağanüstü Bir Gece, seçkin bir burjuva olarak rahat ve tasasız varoluşunu sürdürürken giderek duyarsızlaşan bir adamın hayatındaki dönüştürücü deneyimin hikâyesidir. Sıradan bir Pazar gününü at yarışlarında geçirirken, belki de ilk kez burjuva ahlakından saparak "suç" işler. Böylece yeniden "hissetmeye" başladığını, kötücül ve ateşli hazları olan gerçek bir insan olduğunu fark eder. İçindeki haz dolu esrime, aynı günün akşamında onu gece âleminin son atıklarının arasına, "hayatın en dibindeki lağımlara" sü
Sabahattin Kudret Aksal (1920-1993), şairliği ve oyun yazarlığı yanında, çağdaş öykücülüğümüzün belki az yazmış, ama her yazdığında belli bir dil ve biçem kalitesini titizlikle korumayı bilmiş, alçakgönüllü ustası. Ustalığı, öykülerinin önemli ödüller almasıyla da belgelenmiş durumda: Gazoz Ağacı ile 1955 Sait Faik Hikâye Armağanı´nı, Yaralı Hayvan ile 1957 Türk Dil Kurumu Sanat Armağanı´nı alan Aksal, 1985 yılında da "Vav´lar" adlı öyküsüyle ENKA ödülünü kazandı. Dr. Arif Yılmaz´ın, yeni bulduğu kitaplaşm
İkinci Yeni'nin hırçın sesli şairi Ece Ayhan'dan bu kez yalın, duru bir üslupla örülmüş öyküler. Bir taksi çevirdim. Yorgundum. Eve geldik. Püsküllü Belâ'nın yanımda olduğunu düşünemiyordum. Miss Lu'nun kalan çiçeklerinin arasından geçtik. Püsküllü Belâ kadınlığı üzerinde ışıkları yaktı. Perdeleri çekti. Soyunup yattık. Beni çok seviyormuş. Çıldırıyormuş benim için. Hadi, dedim. Sonra yıkanıp yattık. Yakınımızdaki evlerden birinde sinsi sinsi Gounod'nun Bir Kukla İçin Marşı çalınıyordu. Ancak duyabildim. Y
Tükendi
Hesabali Turan, Cumhuriyetle hemen hemen yaşıt bir eğitimci, Şavşat´ın bir köyünde doğdu, binbir güçlükle okullar bitirdi, Milli Eğitim´de müfettişliğe kadar yükseldi: Genç Cumhuriyetle birlikte büyüdü, olgunlaştı. Öğrenme ve öğretme tutkusunun belirlediği yaşamında, bütün öncülerin karşılaştığı zorluk ve engellerle karşılaşan Turan, mücadelesiyle hem kendi kuşağına hem de yetiştirdiği insanlara örnek oldu. Cumhuriyetin bu adsız kahramanının yaşamöyküsünü kendi kaleminden, kendi dilinden sunuyoruz: Kendisi
Michaël Escoffier'nin İyi Kalpli Küçük Tavşan kitabının ardından dostluk, sevgi, saygı, cesaret ve bir sürü sevimli tavşanla dolu bir yeni macera daha! Ormanda işler hiç de iyiye gitmiyor, havuçlar birer birer ortadan kayboluyordu. Tavşanlar panik içinde ne yapacaklarını bilemiyordu, derken büyük beyaz tavşan bir çözüm önerisiyle çıkageldi.Önce kara tavşanları göndereceklerdi ormandan, sonra da boz tavşanları. Neyse ki iyi kalpli küçük tavşan bu işte bir tuhaflık olduğunu sezdi ve araştırmaya koyuldu.
Tükendi
2005 Necatigil Şiir Ödülü sahibi Betül Tarıman, şiirlerinden sonra bu kez öyküleri ile karşımızda. Rıza Bıyık'ta, kendine ve dünyaya göçebe olduğunu fısıldayan, eşyanın eski yüzünü, ansızın bastıran yağmuru, insanların telaşlı hallerini, kara bıyıklarıyla bilinen bir babanın varlığını hayatın bir yerine mühürleyip bırakan anlatıcının öykülerine kulak veriyoruz. Gündelik hayatın ayrıntılarında canlanan bir duygunun peşi sıra, insana özgü bir kısırdöngüyü kırmak isteğiyle konuşan kısa öyküler. "Annecik uzun
Tükendi
Kuru Otların Kokusu, Giorgio Bassani'nin edebiyatının kökenlerini besleyen şehri Ferrara'yı ve Yahudi cemaatinin varlık koşullarını anlattığı Ferrara kitaplarının sonuncusu. Giorgio Bassani zamanının diğer yazarlarından farklı olarak Yeni Gerçekçi tavırdan uzak kaldı. Yapıtları faşist diktatörlüğe, savaşa ve Direniş'e, savaş sonrasının yeni bir toplumsal ahlak oluşturma umutlarına ve bu umutların çöküşüne tanık olunan İtalya'sındaki tarihî süreçte ortaya çıktı. Yazdıklarında yalnızlık ve dışlanmışlık duyg
Tükendi
Neler oluyor böyle! Pabucum Dama Atıldı! Arapçanın önde gelen çocuk edebiyatı yazarlarından Tagrid en-Naccar'dan hemen her çocuğun hayatını etkileyen bir hikâye... Allûş evin küçük, el üstünde tutulan çocuğudur. Ağabeyi Ramiz'in ise gözbebeğidir. Ama bir gün olanlar olur! Ramiz kardeşiyle o kadar da ilgilenmemeye başlar. Sürekli meşguldür. Hep "özel birisi"yle randevusu vardır. Allûş büyük bir paniğe kapılır. Neler olmaktadır böyle? Pabucu dama mı atılmıştır? Kimse artık onu eskisi gibi sevmemektedir sanki
French novelist, a major figure of world literature. His short stories such as "Un parfum à sentir", "La Peste à Florence", and "Bibliomanie" (1838), or "Quidquid volueris" and "Passion et vertu" (1837), were followed by a romantic first-person confession. Mémoires d'un fou (1838), and a philosophical drama, Smarh (1839). Expelled from his lycée in 1839, he passed his baccalauréat by private study, and enrolled reluctantly as a law student in Paris. There he completed Novembre (1842), a pessimistic confessi
(1840-1902) He was a French journalist and novelist known for his series of 20 novels known collectively as Les Rougon-Macquart (1871-93). Zola's style was called literary naturalism; his novels were attacked and even banned for their frankness and sordid detail, and caused quite a bit of controversy in their day. The same traits made him a bestselling author and a star of French literature in his day. In 1898 he then further incurred the wrath of French officials when he published the open letter ‘T Accuse
Mutluluğu çözdüm ben, hiçbir şeyin farkında olmayan, sorgulamayan insanların ödülü mutluluk. Aldıklarıyla, giydikleriyle, yedikleriyle, içtikleriyle sonsuz bir uykuya dalan insanların sahip oldukları mutluluğu kıskanmıyorum artık, anlamaya da çalışmıyorum, nerede olursa olsun benim yanıma uğramayacağını anladığımdan beri ben de onu istemiyorum artık yanımda. Varsın gitsin kimi istiyorsa onun olsun.
HEMINGWAY'İN EN ÜNLÜ KARAKTERLERİNDEN BİRİNİN BAŞROLDE OLDUĞU KLASİK ÖYKÜLER Ünlü Nick Adams Öyküleri, unutulmaz bir karakterin çocukluktan önce delikanlılığa, sonra da askerlik, gazilik, yazarlık ve babalığa adım atışını –yani, Hemingway'in yaşamıyla büyük paralellikler taşıyan bir olaylar dizisini– gözler önüne seriyor. Ancak Philip Young'ın da önsözde belirttiği gibi, "Hemingway doğal olarak öykülerinin anlaşılmasını ve bu tür düşünceler olmaksızın keyifle okunmasını amaçlıyordu ki uzun zamandan beri ol
Karanlığın bütün gölgeleri yuttuğu bir İstanbul akşamı. Bütün sesler susmuş. Yalnızca gelip geçenlerin görmediği, duymadığı Gölgeler'in sesleri yankılanıyor sokaklarda. Son bir kez söylenen şarkı gibi, son bir kez yazılan şiir gibi, "son bakışta aşk"ta dile gelen sevda sözleri gibi... Gölgeler konuşuyorlar karanlıkta... Fatih Sultan Mehmed, Mustafa Kemal Atatürk, Halide Edip Adıvar, Reşat Nuri Güntekin, Nâzım Hikmet, Yahya Kemal, Sabahattin Ali, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Kemal Tahir, Orhan Veli, Ülkü Tame
Yaşlı vagon yanlızlığa terk edilmiştir. Eskimiş ve yıpranmıştır... Tek hayali yeniden raylara dönebilmek, yolcularını taşıyabilmektir. O kadar mutsuz ve yanlızdır ki kaçmayı bile düşünür. Ama koskoca vagon tek başına nasıl hareket eder? Bir gün gizemli, küçük bir dost çıkagelir. Sonra başkaları... Hepsi birden yaşlı vagonun dileğini gerçekleştirmek için çalışır, çabalar. Acaba yaşlı vagon raylara dönebilecek midir? Gerçek dostluk, bir dileği paylaşmaktır. Gerektiğinde mucizeler yaratmaktır. Ama en önemlisi
"Girdiği kabın şeklini alan su, geçtiği yolların rengini de çalarmış..." Mine Söğüt'ten Unutulmayacak Delilik Hikâyeleri Beş Sevim Apartmanı - Rüya Tabirli Cinperi Yalanları, Kırmızı Zaman, Şahbaz'ın Harikulâde Yılı 1979, Madam Arthur Bey ve Hayatındaki Her Şey gibi romanları ve çeşitli biyografi, monografi, söyleşi kitaplarıyla okurların yakından tanıdığı Mine Söğüt bu defa hikâyeleriyle karşımızda. "... kendini öldürme fikrini bu kadar çok seven biri kendini de çok seviyor demektir... kendini ve delili
Tükendi
25 yıldır okunan bir öyküler kitabı "Parasız Yatılı". Füruzan´ın çağdaş bir klasiği..."Füruzan, sıcak, acılı, yer yer insanın içine işleyen anlatımıyla, toplumumuzdan çok iyi tanıdığı kesitler veriyor bize. Çok yazmasına karşın yavanlığa düşmemesinin nedenini, el atmış olduğu çevreyi, bu çevredeki insan kaynağını iyi tanıyor olmasıyla açıklayabiliriz." - Mehmet H. Doğan
Toplam 665 kayıt bulunmuştur Gösterilen 200-220 / Aktif Sayfa : 11