Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Toplam 665 kayıt bulunmuştur Gösterilen 480-500 / Aktif Sayfa : 25
XX. yüzyılın en büyük yazarlarından kabul edilen Thomas Mann, tüm dünyada edebiyat okurlarının vazgeçilmezleri arasında. Zor Saat Toplu Öyküler I, Thomas Mannın 1893-1912 yılları arasında kaleme aldığı, aralarında Küçük Bay Friedemann, Tristan ve bu kitaba adını veren Zor Saat gibi ünlü örneklerin de bulunduğu 23 öyküyü içeriyor. Thomas Mann, Alman dilinde öykü anlatımına yeni bir soluk getirmiş, gerçekçi ayrıntıları etkin bir biçimde kullanmıştır. Gördüğü bir resmi ya da dinlediği bir müziği öykünün merk
Tükendi
Çocukluğumuzda ya da yeniyetmeliğimizde okuduğumuz bir öykü bazen bizi beş-on yaş birden büyütür. Kimi zaman edebiyat hayattan önce öğretir. Günümüzün on iki yazarı, Türk edebiyatından kendilerini büyüten on iki öykü seçip bu izleği derinleştiren birer deneme yazdılar. Böylelikle her denemeyi bir öykünün izlediği bu özel kitap oluştu. Hem bir seçki niteliğinde, hem de bir bağlam çevresinde oluşturulmuş bir tasarım kitabı olarak da görülüp okunabilir. Refik Halit Karay, Ömer Seyfettin, Sait Faik, Sabahattin
On üç öykücünün kendi şarkılarının öykülerini anlattıkları Benim Şarkım, Erdem Yayınları etiketiyle okuyucuların beğenisine sunuluyor. Gamzedeyim Deva Bulmam, Shape of My Heart , Gözlerinin İçine Başka Hayal Girmesin, Sürgün Gibi Masallarda, Ya Evde Yoksan gibi farklı türlerden şarkılarla bezenmiş öyküler edebiyat meraklılarını bekliyor. Cihan Aktaş - Misafir Odası Bülent Ata - Beyaz Elbise Fatma Atıcı - Altın Kafes Ahmet Büke - Tatyos Efendi'nin Uşşak Şarkısı ile Büyüyenler Zeynep Delav - Ölüyorum Kederi
Bu şehri terk etmek için fazla güzel bir gün, öyle değil mi? Neşeli bir kış sabahı... Gidiyorum ya, ardımdan dalga geçer gibi bir hali var insafsızın. Her zamanki gibi ayaklarımı sürüyerek çıktım evden. Kapıyı son kez çekip, geçen üç geceyi ardımda bırakmadan evvel, iki kez tekrar girip baktım içeriye. Belki bir şey unutmuşumdur bahanesiyle... Bu ev, bu sokak, bu köprü, bu meydan, bu şehir beni nasıl serseme çeviriyor bir bilsen. Elle tutulur, gözle görülür bir sarhoşluk hali, tatlı bir baş dönmesi. Dün
?Vah gecenin diliyle mecnun olanlara!.." ?Perdeyi aralayıp oltada yaşam için çırpınan balığa baktım; adamın avuçlarındaydı şimdi, durmaksızın devinen kuyruğu bitmek üzere olan bir özgürlük savaşında çırpınıyordu. Gece inince, bir balık gibi çırpınmış, terbiye edilmiş, cezalandırılmış tenime, isli ellerime bakıp durdum. Gece çığırtkanları ışığımı görüp fişlemesinler diye yarı karanlıkta, el fenerinin cansız ışığında yazdım sözcüklerimi bu defa: Balık, ölüm, yangın." İlk kitabı Evlerin Yüreği ile öykücülüğüm
Tükendi
Haldun Taner'den unutulmaz öyküler "Sancho'nun Sabah Yürüyüşü" Yapı Kredi Yayınları Haldun Taner'in öykülerini ilk basımlarına uygun olarak ayrı ayrı çıkarmayı sürdürüyor. Bunlar arasında unutulmaz öyküleri içeren kitaplardan biri de Sancho'nun Sabah Yürüyüşü. Haldun Taner'in, tiyatro çalışmaları nedeniyle ara verdiği öyküye Sancho'nun Sabah Yürüyüşü ile dönmesi 1969'da heyecanla karşılanmıştı. "Sancho'nun Sabah Yürüyüşü", "Piliç Makinesi", "Dürbün", "Salt İnsana Yöneliş", "Rahatlıkla", "Ases" adlı altı öyk
Hızır hemen önünde duruyordu. Dün ilk kez gördüğü kıyafetiyleydi. Tariflere sığmaz gözleri muazzam bir enerjiyle yanıyordu. Baktığında başı dönüyordu. "Hazır mısınız?" Kadir çevredeki kimselerin kendilerine özel bir anlam iliştirmeden bakmasına şaşarak: "Ne için?" dedi. Hızır istihzayla gülümsedi. "Yeni açılan Nazarzede Kliniği'ne gideceğiz." Sadık Yemni, Erdem Yayınlarından çıkan son eseri Nazarzede Kliniği'ne okuyucuyu bu satırlarla çağırıyor. Demirden Gaga, Muska, Arafor, Ağrıyan, Zihin İşgalcileri, S
Gözlerimi açtığımda yataktaydım. Ancak bu benim yatağım değildi. Yumuşacık, açık renk yorganın ortasına gömülmüştüm. Tepemde bembeyaz ışıklar vardı. Gözlerim acıyla kamaştı. Bakışlarımı spotların kör edici beyazlığından kurtarıp sağıma baktım. Alışveriş yapan müşteriler... Soluma baktım. Yine alışveriş yapanlar... Büyük bir mağazanın orta yerindeydim. Teşhir amaçlı sergilenen iki kişilik yataklardan birinin üzerinde... Ürün kataloğuna sızıp karşıma çıkan ilk mobilyaya uzanıvermişim gibi. Sahipsiz, satılık b
Aslında Cennet de Yok, öyküleri kitap-lık, Eşik Cini, Notos Öykü, Özgür Edebiyat dergilerinde yayımlanan Kerem Işıkın ilk kitabı. Yazar öykülerinde, yaşamın olağan görünen akışı içinde pek de göze çarpmayan ayrıntıları bütün sıradan görüntüsünden çekip, incelikle, yalın bir dille işliyor. Kerem Işık odaklandığı konuyu ve meselesini, kimi zaman çokkimlikli bir parçalılıkla, kimi zaman sıradan insana yönelen bir sesin dikkatiyle ve en sade haliyle ele alırken, abartılı söz oyunlarına başvurmadan, delidolu, öf
Ozan değişik konuları işlerken Cincikte, insanı gülümsetir de. Usu güldürmede Hepimizin gördüğü yaşadığı Ta gerilerde kalmış anılarını anımsatır Cincik öyküleriyle sunduklarımız Tadımlık Çıt Öğretmen gecikmişti biraz Geçti onun yerine Bizimki Çabucak soruverdi arkadaşlarına çabucak: Simit parayla Kalem parayla Elma parayla Önlük parayla Ayakkabı parayla Keçiboynuzu parayla dedi Peki parasız ne var? Çıt çıkmadı odada Hepsi Hepsi sustular ürkünç. Büyümemiz işe yaramamız dedi çabucak Parasız olan.
En sıradışı arkadaşlığın, en kahraman olmayan kahramanın, en yolculuk olmayan yolculuğun gece ile gündüz kadar zıt, ölmek ve doğmak kadar gerçekçi hikâyesi. Evren, on üç yaşındaki Alex'in başına tam da başına bir işler açacaktır. ?Değişik" bir annenin ?değişik" oğlu olmak yeterince zor değilmiş gibi okulda da sorunlar yaşamaya başlayınca, Alex kendini hayatında gördüğü en aksi adamın evinde bulur. İşte bi' acayip hikâye böyle başlar. On yedi yaşına geldiğinde tüm ülke onu ararken yanında yüz on üç gram e
Mary Bascombe ve kız kardeşleri, annelerinin ölümünün ardından üvey babalarının onları zorla evlendirmemesi için İngiltere'ye kaçar ve annelerini evlatlıktan reddeden büyükbabaları Stewkesbury Kontu'nu aramaya koyulurlar. Tesadüfen tanıştıkları çekici Sör Royce Winslow, kız kardeşlerin doğruyu söylediğine inanmamaktadır ama Mary'yle aralarındaki çekim şüpheye yer bırakmayacak türdendir. Bu yüzden, kız kardeşler ailelerinin taşradaki malikânesine gönderildiğinde Royce da peşlerinden gider. ?Yazar her zamanki
Toplu şiirlerini yayımladığımız sırada, 2012'de yitirmiştik Sami Baydar'ı. Ardında iki de öykü kitabı bırakmıştı: Dünyadan Çıkış Yolları (1990) ve Dünyada Anılara Bakıyorum (1991). Bu iki kitabına, yirmi beş yıl boyunca, kimi dergilerde yayımlanmış, kimi daktilolu sayfalarda dostlarının elinde kalmış on altı öykü daha ekledik ve adını Sese Gelen Sevgili koyduk. Toplu şiirleri Dünya İnancı'ndan sonra, Hasan Aydın'ın derleyip hazırladığı toplu öyküleri Sese Gelen Sevgili ile Sami Baydar edebiyatı tamamlanıyor
Tükendi
Hasan Fehmi Nemli çevirisi, Sandra Tomc'un önsözüyle, Benjamin Franklin Fisher sonsözüyle, Yazar ve dönem kronolojisiyle, Edgar Allan Poe, insan ruhunun dehlizlerindeki dillendirilemeyen duyguları, yüzyıllara meydan okuyan bir ustalıkla kaleme alıyor. Amerikan edebiyatına Gotik türünü tanıtan ve 19. yüzyıldan bugüne kadar hem doğrudan hem dolaylı olarak etkisi devam eden Poe'nun öyküleri de hayatı gibi karanlıkla bezelidir. Korku, gerilim, fantastik kurmaca ve polisiye gibi türlerin temellerinde bıraktığı
Bu kitap hayatımıza tam 50 yıl önce girdi. İlk baskısı 1965 yılında yapılan Yanık Saraylar ironik, dikenli, tuhaf, eleştirel ve çokkatmanlı hikâyeleriyle edebiyat dünyamıza katıldı. Sıradışı bir yazar olarak Sevim Burak, o dönemde hak ettiği ve beklediği ilgiyi göremedi. "Kapalı ve alışılmadık" bir biçimsel üsluba sahip bir yazar olarak nitelendi. Edebiyatında, yaşamanın dehşeti üzerine odaklanan Sevim Burak, konu edindiği nesneler ve mekânlarla, öznel ve ortak belleğe dair bir coğrafya sundu. Umutsuzların
Tükendi
"Ben ve Biz. Bazen daha fazla Biz i kastetmiyor muyum? Biz kadınlar, Biz erkekler, Biz insanlar, Biz lanetlenmişler, Biz gemiciler, Biz körler, Biz kör gemiciler, Biz bilenler. Gözyaşlarımızla, büyüklenmelerimiz, isteklerimiz, umutlarımız ve umutsuzluklarımızla Bizler. Bölünmez Bizler, her birimizle bölünmüş, ama yine de Biz. aslında demek istediğim Biz, ölüme doğru yürüyen Biz, ölülerin eşliğinde Biz, Biz yığılıp kalanlar, Biz boşuna çabalayanlar. Pek çok anda Biz varız. Artık tek başına düşünmediğim d
Tükendi
Tomris Uyar'ın son öykü kitabı; "Güzel Yazı Defteri" Tomris Uyar'dan, ilişkilerdeki tutku ve kopuşu, birlikte ve ayrı ayrı yaşanmış yılların biriktirdiklerini ele alan, çoksesli bir kitap. Dostluğun, aşkın ve ihanetin yıllar içinde biriken öyküsü: Bir içki masasına doğru, önce yavaş yavaş, ardından hızla devinen bir uzun öykü. Güzel Yazı Defteri Tomris Uyar'ın son yapıtı. Ali Arif Ersen, bu yapıta özel resimlerle Uyar'ın diline eşlik ediyor. 2004 yılında YKY'nin İzdüşümler dizisine özel bir boy ve tasarıml
"Benim için gözler yoktu artık, gözleri dikenli teller gibi koruyan kirpikler vardı. Gözler vardı tabii ama kirpikleri aşıp ulaşamıyordum onlara. Gözler yoktu yani, ama aslında ulaşılmazlıkları oranında daha güçlü olarak vardılar. Gözler vardı yani. Ama kimin gözleri? Neredeydi o? Hiçbir yerde olmadığı için her yerdeydi. Nerede olduğunu bilmediğim için buradaydı. (...) Onun sokaklarında bir hacıydım." Okurla kavgalı bir ilişki kuran Mehmet Erte bu kitabın "Delik" adlı ilk bölümünde, sıradan durumları paran
Tükendi
Toplam 665 kayıt bulunmuştur Gösterilen 480-500 / Aktif Sayfa : 25