Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Toplam 665 kayıt bulunmuştur Gösterilen 640-660 / Aktif Sayfa : 33
Yazarın gerçeküstücü izler taşıyan anlatımında can ve kıvam bulan kahramanları, hayatın içinde sorgulamadan kabul ettiğimiz akış üstüne düşünmeye davet ediyor. Bu düşünme, hayatın bildik yollarında gezinirken birden rotası değişenlerin dünyasına bir pencere açıyor. Birey olma, kentlilik, yabancılaşma, yalnızlık, delilik, empatik bağ kurma eksikliği gibi temaları, tüketim kültürünün yozlaştırıcı etkilerini, insan ilişkilerinde yükselen "vahşi dili" incelikli bir anlatımla sürdüren yazar; hayatın buhar olup
Tükendi
Tuğrul, şimdiye kadar annesinin ve babasının memleketi olan Çanakkale´yi tanıma fırsatı bulamamıştı. Hep doğup büyüdüğü Brüksel´de geçiriyordu yaz tatillerini. Doğrusu bundan da hiç şikayetçi değildi. Kamp başkanı olmak, çok sevdiği Rose Marie ile her gün birlikte olmak onun için vazgeçilmezdi. Ancak bu kez her şey farklı olacaktı. Memleket duygusunun ve tarih bilincinin ne olduğunu o güne kadar bilmeyen Tuğrul, o yaz yeni arkadaşlar edinerek ve yeni heyecanlar tadarak unutamayacağı bir tatil geçirecekti.
Yüksek Ökçeler´de, yazarın, çoğu kadın-erkek ilişkileri üzerine yazılmış hikâyeleriyle mizah çeşnili hikâyeleri biraraya toplanmıştır.
İnandığımız uğruna pek çok şeyi göze aldığımız "dava"lar. Bizimle aynı duyguları, fikirleri paylaşan arkadaşlar. Ancak onlarla var olabileceğimizi hayatımızın bir mana kazanabileceğini düşünürüz. Ya Tahümmül Ya Sefer, yakın geçmişimizde böyle düşünen insanların, nesillerin nasıl bir araya geldiklerini, sonra nasıl dağıldıklarını, şahsiyetlerinden ve bulunmaları gereken yerlerden nasıl uzaklara sürüklendiklerini ele alıyor. Bu insanların açmazlarını, acılarını dile getiriyor.
Yapı Kredi Kültür Sanat Merkezi tarafından düzenlenen Salı Toplantıları 2001-2002 sezonunda ´´Yaşamöyküm´´ alt başlığı altında gerçekleştirildi. 9 Ekim 2001´de Doğan Kuban´ın katılımıyla başlayan toplantılar Cahit Uçuk, Semavi Eyice, Muhibbe Darga, Rasih Nuri İleri, Macide Tanır, Turhan Selçuk, Fethi Naci ve Nazan İpşiroğlu´yla on ay boyunca devam etti ve sezonun son konuğu 5 Kasım 2002´de Doğan Hızlan oldu. Toplantılarda cumhuriyetin kuruluşundan bugüne yaşananlar mimarlık, edebiyat, arkeoloji, siyaset, ti
Tükendi
Peri masalları - kendini, öbürünü, yaşamı ve ölümü , düşkün perilerin anlatacağı gibi anlatan masallar. Türkay, ucunu iyice incelttiği karakalemiyle, sismik bir yazı yazıyor.
Tükendi
Parasız Yatılı Kuşatma Gül Mevsimidir Benim Sinemalarım Gecenin Öteki Yüzü Sevda Dolu Bir Yaz
Tükendi
Bilgi Gençlik Dizisi´nin 10. kitabı Yalnız Seninle, benzer yaşam biçimleri ve ortak sorunları olan ama her biri kendisini yalnız hisseden gençlerin yüreğine dokunuyor. Okuldan kaynaklı sıkıntılar, anne-babayla iletişim sorunları, müzik ve giyim zevki, bilgisayar tutkusu ve tabii kız arkadaşlar... Sanal evrende nefes alan, zamanını ve sağlığını ekran başında tüketen gençler... Gerçekçi gözlemler, yorumsuz, yargısız, tarafsız bir dil; umulmadık olaylar ve şaşırtıcı sonuç...
Yazarın en ünlü hikâyelerinden Harem´in adını taşıyan bu derleme, içtimai roman diye nitelendirdiği Ashab-ı Kehfimiz´i, unutulmaz Fon Sadriştayn tipi çevresinde dönen öteki iki hikâyesini içermektedir.
Birçok uygarlığı topraklarında barındırmış, binlerce yılık insanlık tarihiniin her aşamasını dolu dolu yaşamış Anadolu topralarında kazılarla ortaya çıkan kültür varlıkları, her çağda insanların ilgisini çekmiş ve Anadolu her zaman bu ilginin odağı olmuştur. Bu bağlamda Avrupa´daki ülkeler ve Amerika Birleşik Devletleri müzelerini Anadolu´da bulunan ve illegal yollarla yurtdışına kaçırılan eserlerle doldurmuşlardır. İade çalışmaları sürdürülen eserleri ile ilgili tüm imkanlarımızı seferber ederek kült
Tükendi
Yavaşlı, bu yeni kitabında kendi yaşamını öyküleştiriyor. Kişi, başkalarının yaşamını yazarken alabildiğine özgür hisseder kendini; ama sıra kendi yaşamını yazmaya gelince, kalemini özgürce kullanmaktan kaçınabilir. Yazar, kendi yaşamını yazarken de içtenlikten uzaklaşmamalıdır. Ne kadar içtenseniz o kadar inandırıcı olursunuz. Aydoğan Yavaşlı bu yazma kuralını bildiği için, kendi öyküsünü de tüm içtenliğiyle kaleme almış. Onun anlattıklarını severek okuyacağınıza inanıyor ve mutlaka okunmasını öneriyoruz.
Nobel Ödüllü yazar Isaac Bashevis Singer, kendi seçtiği öykülerinden oluşan geniş bir derlemeyle ilk kez Türkçede. Öznel olduğu kadar evrensel nitelikler de taşıyor Singer´in öyküleri. Yahudi kültürü, gelenekleri, alışkanlıkları ve yaşam tarzı ön plana çıksa da, yazar içten içe tüm halklara sesleniyor, tüm insanları birbirine bağlayan ortak değerlerin altını çiziyor. Yer yer komik, yer yer hüzünlü bir ses tonu sızıyor satırların arasından. Singer´in şiirsel ve akıcı diliyle kaleme aldığı öykülerden her biri
Tükendi
Bu kitaptaki 38 hikayeye bir hikayeyi de bu derlemeyi oluşturan Amerikalı yazar ve çevmen Peter Constantine ekliyor. 19880´lerde Rusya´nın çeşitli dergilerinde yayımlanan bir hikaye ve kısa anlatıların büyük bir bölümünü New York Halk Kütüphanesi´nde dergi karıştırırken raslantıyla bulmuş; bri düşünün o heyecanı! Rusya başka bir Rusya; Çehov henüz Çehov değil, Başka bir çağ, başka bir zaman.
Tükendi
Binlerce yıllık Poseidon Sarayı diplerde yatıyordu. Efsanevi Atlantis, denize battığında parçalanarak yıkılmıştı. Birileri onu yeniden inşa etti. Denizin derinliklerinde... Carl Friedrich von Humboldt, Yağmur Yiyicilerin Kenti'nden döndükten birkaç hafta sonra yeni bir görev üstlenir. Ege Deniz'inde gizemli bir şekilde batan gemileri arayacaktır. Bu amaçla dönemin en modern araştırma gemisi olan Calypso'yu kiralar ve sonucunda on dokuzuncu yüzyılın en heyecan verici buluşlarından biri olan batisferle ta
Bir lunapark metaforu içinde bir çekirdek ailenin başından geçenler. Yazar ülkemizdeki sosyal değişimi eleştirirken, bir yandan da insanın dünya hayatındaki temel varoluş meselesine vurgu yapıyor.
Sahan Külbastısı, Esendal´ın yirmi beş hikâyesinden oluşmaktadır. Yeni bir düzenleme içinde sunulan bu kitapta Memduh Şevket Esendal´ın ilk kez kitaplarına giren hikâyeleri de vardır.
Bu kitap yalnızca mücevherlerin değil, insanoğlunun tutkularının ve estetik duygularının öyküsüdür. Yazar okuyucuyu kehribar, zümrüt, yakut, inci, opal, perido, safir ve elmas aracılığıyla keyifli bir yolculuğa çıkarıyor ve mücevherlerin tarihini etkileyici bir anlatımla sunuyor. Bir mücevher taktığımızda, gerçekte ne taşıyoruz? Victoria Finlay doğanın bu mucizelerinin gerçek öykülerini dünyayı dolaşarak anlatmaktadır. Onun bu araştırması onu Avustralya´nın yeraltı kasabalarının opal alanlarına, askeri bir
"Bu kitap, dile getirdiği insanca duyarlıkla gerek Avrupa´da gerekse Amerika´da büyük bir ilgi uyandırmıy, birçok dile çevrilmiştir. Tıpkı Don Quijote gibi hem büyüklerin hem de küçüklerin sevebileceği niteliktedir; bu iki yapıt arasında kuruluş bakımından bile benzerlikler vardır. Ancak, Cervantes´in kahramanı ardından sürükleyen ülkü ´Adalet´, Platero´daki ozanın ülkesi ise ´Güzellike´tir. Güzellike uğruna yollara düşmüş üzgün bir ozanla şen bir eşeğin öyküsü..." - Akşit Göktürk Büyük bir bölümü daha ön
Tükendi
Bir Gün Köroğlu'nun atını çalmışlar. At da atmış hani. Çok kıymetli, çok akıllı yağız bir küheylanmış. Biçare Köroğlu, atını bulmak için diyar diyar dolaşmış. Nihayet İstanbul'da bir at pazarında kendi atını bulmuş. Satıcılar Köroğlu'nu tanımıyorlarmış. Köroğlu ata talip olmuş. "Hele bir bineyim ama" demiş. "Bir bakalım bu küheylan rahat mıdır?" Köroğlu'nu daha yanına varır varmaz, kokusundan tanımış olan hayvan, o üzerine biner binmez şimşek gibi koşup gözden kaybolmuş. Tozun dumanını ardından naralar atan
Tükendi
Necip Fazıl Kısakürek´in 1925 yılından başlayarak çeşitli gazete ve dergilerde yayınlanmış ve bir bölümü 1933´de "Bir Kaç Hikâye Bir Kaç Tahlil", bir kısmı da 1965´de "Ruh Burkuntularından Hikâyeler" ismi altında kitaplaşmış, bütün hikâyeleri… 1983´de "b.d. yayınları" tarafından eksiksiz olarak bütünleştirilmiş ve son şeklini almıştır.
Toplam 665 kayıt bulunmuştur Gösterilen 640-660 / Aktif Sayfa : 33