Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Toplam 665 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
"İstanbul'dan bahsedecektik. Uzakta kalanlar için İstanbul'un kaldırımları bozuk değildir, sokaklarda çamur ve süprüntü yoktur; tramvaylarda ve vapurlarda azap çekilmez. Musluklardan Terkos yerine kevser akar, sersemletici lodos ılık bir buse, dişleyici poyrazı bir serin nefestir. Bilhassa çölde onu konuşurken hep beyaz yelkenlerin kayıp gittiği şurup renkli denizler, avize gibi şıkırdayan pınarlar, ağızlarından şekerleme kadar tatlı sözler dökülen kızlar görürsünüz."Refik Halid Karay Memleket Hikâyeleri'n
Bu yaz süper olacak. Eray ile ailesi Dostlar Sitesi'ndeki yazlık evlerine taşındılar ve günlerini neşe içinde geçirmeye başladılar. Ama Eray ve arkadaşlarının kafalarını kurcalayan bir gizem var: Çevresi yüksek duvarlarla çevrili, geceleri bile bembeyaz bir ev. Bu evde kim yaşıyor, niye bu kadar sessiz,bir şeyler mi saklanıyor içinde? Sizce Eray, Korhan, Nilay, Burak, Burcu, Levent,Zeynep ve Sinem evin sırrını çözebilecekler mi?
Franz Kafka´nın 1915 yılında yayınlanan Dönüşüm adlı romanı, yazarın anlatım sanatın doruğuna ulaştığı bir yapıtıdır. Küçük burjuva çevrelerindeki tiksindirici aile ilişkilerini en ince ayrıntılarına kadar irdeleyen bu roman, aynı zamanda yoplumun kalıplaşmış, işlevini çoktan yitirmiş akışına bilinç düzeyine başkaldıran bireyin tragedyasını çarpıcı biçimde dile getirir. Romanın kahramanı Gregor Samsa´nın başkalaşması, bir böceğe dönüşmesi, salt bir çarkın kaskatı dişlisi, eleştirmeyen, ama yalnızca boyun eğ
Memleket Hikâyeleri Türk edebiyatında Anadolunun en hakiki hikâyeleridir. Anadolu Memleket Hikâyelerinde bütün gerçek varlığı ve iç dünyasıyla karşımıza getirilmiştir. - Nihad Sami Banarlı Geniş ününü mizah ve siyasal yergi yazılarıyla sağlayan Refik Halidin mizah yazıları gibi hikâyeleri de edebiyatımızın bu alanında bir aşama olmuştur. O zamana kadar İstanbul sınırları dışına çıkamayan Türk hikâyesini Anadoluya yöneltmekle hikâyeciliğimize yeni bir ufuk açmış, yeni bir soluk getirmiştir. - Cevdet Kudret,
Stefan Zweig, çok geniş bir psikoloji birikimini eserlerinde bütünüyle kullanmış ender yazarlardandır. Onun dünya edebiyatında bir biyografi yazarı olarak kazandığı haklı ünün temelinde de bu özelliği, yani yazarlığının yanı sıra çok usta bir psikolog olması yatar. Satranç, Zweig'ın psikolojik birikimini bütünüyle devreye soktuğu bir öyküdür ve bu öykünün baş kişileri, tamamen yazarın biyografilerinde ele aldığı kişileri işleyiş biçimiyle sergilenmiştir. Zweig ölümünden hemen önce tamamladığı birkaç d
Yaşlı bir kadın, kendisinden daha yaşlı olan eşine: "Eskiden her yaş günümde bana pırlantalar getiriyordun," demiş. "Oysa birkaç senedir, sadece tek bir çiçekle yetiniyorsun. Üstelik de yabani bir çiçekle... " İhtiyar adam, daha öncekiler gibi susmayı tercih etmiş. Gençlik yıllarındayken ‘Kır çiçeğim' dediği eşini üzmekten korkarak bükmüş boynunu, o an boynunu büken çiçek gibi. Kadın tekrar söylemiş aynı şeyi: "Tek bir çiçek verdin bana, üstelik yabani bir kır çiçeği." Adam yine sustuğunda çiçek dayanamayıp
Tükendi
Türkiye'nin en genç ve ünlü yazarı Ezgi Çora, geçirdiği trafik kazası sonrasında yaklaşık altı ay boyunca komada kalır. Uyandığında son üç yılına dair hiçbir şey hatırlamıyordur ve zihninde kendi sesi dışında başka iki ses daha konuşmaktadır. Anılarını hatırlamaya ve aynı zamanda da gerçek benliğini bulmaya çalışan Ezgi'nin, zihnindeki diğer iki ses ile birlikte birçok zorluğa göğüs germesi gerecektir. *** Gel. Gel ve kurtar beni. Sesini, yüzünü, kokunu hatırlamasam da gel artık. Seni istemediğimi haykırsam
Bir Kalbin Çöküşü, Stefan Zweig'ın psikolojiye duyduğu yoğun ilgiyi yansıtan öykülerinden biridir. İnsan ruhunun en karmaşık duygularından biri olan tutkuyu olanca canlılığıyla dile getiren Bir Kalbin Çöküşü, ruh ikizini Lev Tolstoy'un unutulmaz kahramanı İvan İlyiç'te bulduğumuz yaşlı bir adamın, Salomonsohn karakterinin ailesinden ve yaşamdan uzaklaşmasını öyküler. Zweig'ın en beğenilen öyküleri arasında yerini alan Bir Kalbin Çöküşü şüphe, korku ve nefretle ölüme sürüklenen baba Salomonsohn'un psikanaliz
Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828-1910):Anna Karenina, Savaş ve Barış, Diriliş'in büyük yazarı, yaşamının son otuz yılında kendini insan, aile, din, devlet, toplum, özgürlük, boyun eğme, başkaldırma, sanat ve estetik konularında kuramsal çalışmalara da verdi. Bu dönemde yazdığı roman ve öykülerinde yıllarca üzerinde düşündüğü insanlık sorunlarını edebi bir kurguyla ele aldı. Tolstoy, yarı otobiyografik denebilecek üçlemesinin (Çocukluk, İlkgençlik, Gençlik) devamı sayılabilecek Bir Toprak Sahibinin Sabahı'nda g
Yoksul olsa da bir yığın oyuncak yapardı babası, Hans Christian Andersen'e. Ayakkabı tamircisi olan babasının hünerli ellerinden çıkan bez kuklalar ve onları oynattığı sahne, Danimarkalı ünlü yazarın çocukluğunda en çok sevdiği oyuncaklar olur. Andersen, kendisini 1841 yılında İstanbul'a taşıyan geminin küpeştesinde "Züleyha" adlı altı yaşındaki bir kız çocuğuyla ahbaplık kurmayı başarır. Evet, bu bir başarıdır; çünkü Türk çocukları yabancılarla muhatap olmamaları konusunda sıkı tembihlidirler. Ama Andersen
Gençlik edebiyatımızın cesur kalemi Mine Soysaldan ülkemiz gençliğinin birbirinden uzak, birbirine yakın halleri... Eyvah Kitap! ve Eylülde Aşklar gibi sıradışı gençlik kitaplarıyla tanınan yazar Mine Soysalın yeni kitabı, gençler için kaleme aldığı on üç öyküyü derliyor. Soysalın gerçekçi kaleminden süzülen her öykü, Türkiyenin bambaşka coğrafyalarında, değişik sosyal çevrelerde, farklı gelir düzeylerinde var olmaya çalışan günümüz gençlerinin sorunlarını, dileklerini, kimi sesli kimi sessiz çığlıklarını d
LevNikolayeviç Tolstoy (1828-1910): AnnaKarenina, Savaş ve Barış, Dirilişin büyük yazarı, yaşamının son otuz yılında kendini insan, aile, din, devlet, toplum, özgürlük, boyun eğme, başkaldırma, sanat ve estetik konularında kuramsal çalışmalara da verdi. Bu dönemde yazdığı roman ve öykülerinde yıllarca üzerinde düşündüğü insanlık sorunlarını edebi bir kurguyla ele aldı. İlk olarak 1889da yayınlanan Kreutzer Sonat, sansüre uğramasına rağmen çok büyük ilgi uyandırmış, tartışmalara sebep olmuştur. Tolstoyun son
Zweig bu novellası'nda bir kadının yaşamını bütünüyle değiştiren yirmi dört saatlik deneyimini anlatırken, insanda içkin saplantıların ve dayanılmaz arzuların sınırlarında gezinir. Özgürce ve tutkuyla içgüdülerinin peşine takılan bir kadının bu kısa ve yoğun hikâyesi, kadın kalbinin sırlarına ermiş ustanın kaleminde olağanüstü bir anlatıya dönüşür. Yapıtı için mekân olarak muhteşem atmosferiyle Fransız Riviera'sını seçen Zweig, 1920'li yılların sonlarında Avrupa'nın "kibar" tabakasının ikiyüzlü ahlak anlayı
Yalan Değil Dersen Borcunu Öde Padişahın biri, Bana yalan söyleyebilene bir küp dolusu altın vereceğim!' Demiş. Yalancılar, hemen saraya koşuşturup başlamışlar Yalana; ?Bir kuş, aslanı kapıp yuvasına götürdü.'' Padişah, ?Bunun neresi yalan? Kuş kartaldır, aslan da kuzu kadar minik bir yavru. Kaptı mı götürür tabii!'' ?Komşu ülkede bir eşeği kral yaptılar!'' Padişah, ?Ülkenin Kralı, pencereden bakınırken tacını düşürmüş. Taç da pencerenin altındaki eşeğin başına geçmiş. Taç kimin kafasındaysa, kral odur tabi
Tükendi
Kız çocuğun yanına oturdu. Sırtları açık kuyuya dönüktü. Küpe çiçekleri solmaya başlamıştı fakat o sahte yakutlar güneşte parıldamaya devam ediyordu.Kemal kolunu kızın omzuna atıp, dudaklarının bitip yanağının başladığı kıvrıma bir buse kondurdu. Diğer koluyla da başını sarıp göğsüne bastırdı. Küpe çiçeklerinin ezildiği hissedildi. Karabiber ağacına bir kuş kondu. Kuş, gözlerini dikip bir süre onları izledi. Kıpkırmızı salkımlardan birini tırtıkladığı görüldü. Leyla'nın sırtından soğuk bir ürperme geçti.
Tükendi
Aytmatov'a ilk büyük şöhretini kazandıran Cemile, bir çoklarınca en güzel aşk hikâyesi olarak değerlendirilmiştir. Gerçekten de Cemile, aşk ve tabiatın çocuk dikkat ve masumiyetiyle sunulduğu şahâne bir duygu tablosudur. Ayrıca töre ve çevre şartlarının insan unsurlarıyla ilişkileri açısından da olağanüstü bir hikâyedir. "İşte şimdi burada, Villon'un, Hugo'nun, Baudelaire'nin Paris'inde, kralların ve devrimlerin Paris'inde, ressamların yüzyıllık Paris'i olmakla övünen her taşı ya bir tarihi, ya bir efsaney
Öykünün başkahramanı olan yazar sekiz senedir Petersburgda yaşayan yalnız bir adamdır. Hiç arkadaşı yoktur belki ama ne gam, bütün Petersburg onundur nasılsa. Petersburgdaki insanlar her şeyidir onun. Onlar mutluysa o da mutludur, onlar hüzünlüyse o da hüzünlüdür. Herkesin yazlıklara gidip de sokakların bomboş kaldığı bir yaz gecesi Nastenka girer hayatına. Onun gibi yalnız, hüzünlü Nastenka İlk kez bir kadına açılır; yalnızlığını, nasıl iflah olmaz bir hayalperest olduğunu anlatır. Nastenkanın da ondan pek
KEDİLERİN KAYBOLMA MEVSİMİ Her yaştan okurun sevdiği, özellikle kedili öyküleriyle tanınan karikatürcü, yazar Behiç Ak, yine mahalle yaşamına ilişkin bir öyküyü mizah dolu, özgün üslubuyla anlatıyor. Güneşi Bile Tamir Eden Adam ve Alaaddinin Geveze Su Boruları adlı öykülerinden sonra Günışığı Kitaplığı için yarattığı bu üçüncü kitabında, insanı, kedilerle kurduğu ilişki üzerinden anlatırken, küçük okurları farklılıklar, birlikte yaşam ve uyum üzerine düşündürüyor. Çocuklar sürprizlerle dolu bu neşeli kit
Noktürnler'de bir araya gelen beş öykünün hepsi müzisyenleri ya da müziği yaşamının merkezine koymuş kişileri konu alıyor. Akşam saatlerinin alacalı ışığında kaygılar ile umutlar, düş kırıklıkları ile baştan başlama dürtüsü, pişmanlık ile inanç arasında döne döne ilerliyoruz. Sona ermiş bir ilişkinin ilham veren finalini, unutulmuş bir yakınlığı dirilten geçmişten bir ezgiyi, kendi sesini bulmak için insanlardan kaçan genç bestecinin belki de gelecekteki haliyle yüzleşmesini, müziğini kitlelere ulaştırmak i
Bugün ülkemiz sanatında etkili üç büyük sanatçı, dün aynı parkta oynayan üç meraklı çocuktu! Anı kitapları ve Perşembeleri Çok Severim adlı çocuk kitabıyla sevilen Hacer Kılcıoğlu son kitabında, günümüzün üç büyük sanatçısının İzmirin Köprü semtinde geçen benzersiz çocukluk yıllarını öyküleştirdi. Merakla beslenen, yetenekle göze batan üç bambaşka çocuk, Sezen, Haluk ve Meltem, dönemin güzel kıyı semti Köprüde gelecekteki verimlerinin ışıltısını taşıyarak, sevgiyle büyüdüler. Şarkılarla devleşen bir ozan,
Toplam 665 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4