Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Toplam 212 kayıt bulunmuştur Gösterilen 180-200 / Aktif Sayfa : 10
Beynimdeki Yangın; çabuk okunan, merak uyandıran, sürükleyici ve önemli bir kitap. Dr. Mehmet Öz Unutmanın varlığı asla kanıtlanmamıştır. Tek bildiğimiz, bazı şeylerin istediğimiz zaman aklımıza gelmediğidir. Friedrich Nietzsche Dünyada nadir görülen ve tanı koymanın çok zor olduğu bir hastalıkla savaşan gazeteci Susannah Cahalan, Beynimdeki Yangın'da kendi öyküsünü kaleme alıyor. Delirmenin ve unutmanın yaşamında boşluklar oluşturduğu Cahalan, bu boşluğu doldurmak için okurlarla birlikte geçmişinin p
Tükendi
Bir Yazarın Günlüğü, bizi 20. yüzyılın en büyük edebi dehalarından birinin özel dünyasında bir gezintiye çıkartıyor. Virginia Woolf'un ölümünden sonra eşi Leonard Woolf tarafından derlenen bu günlükler, 27 yıl boyunca yazarın en büyük sırdaşı olmuştu. Kendi sanatıyla fırtınalı ilişkisini, sancılı yaratma süreçleriyle utkulu zafer sarhoşluklarının birbirini izlediği kendi yazma eylemini, her daim uç noktalarda yaşadığı acı ve sevinçlerini hep bu defterlere dökmüştü Woolf. Günlükler Woolf'un yazı alıştırmalar
Tükendi
Mabeyin kâtibi rütbesinde başlayıp 32 yıl farklı mevkilerde görev üstlenen bir devlet adamının edebiyatla yoğrulmuş, sürgünlerle kesintiye uğramış hayatı... Ahmet Reşit Rey'in anıları, imparatorluğun son zamanlarına damgasını vurmuş kişilere ve olaylara yakından bir tanıklık. 31 Mart Vakası, Adana olayları, II. Abdülhamid'in tahttan indirilişi, Edebiyat-ı Cedide çevresi, Hürriyet ve I?tilaf Fırkası, Sultan V. Mehmed Reşad'ın tahta çıkarılışı, Balkan Harbi, Babıâli Baskını, Birinci Dünya Savaşı, Sultan V. M
Tükendi
Doğa sevgisini insan sevgisiyle, bahçesine gösterdiği özeni tüm canlılara duyduğu bağlılıkla birleştiren Aysun Berktay Özmen, Bir Ressamın Bahçe Güncesi-2de okuyucusunu yine çok renkli bir yolculuğa çıkarıyor. Sanki sayfaların arasından fırlayıp hayata karışacakmış kadar canlı bir biçimde çizilmiş kuşların, balıkların, envai çeşit çiçek ve bitkinin suluboya resimleriyle süslenmiş bu güncede, yazarın kendi edebiyat gezilerinden aldığı notların, yeni doğmuş torunuyla paylaştığı çeşitli doğa ve hayat bilgileri
1920 yılının Mayıs ayında Tıbbiyeöğrencisi İhsan, ortak bir tanıdıklarıaracılığıyla Fatma Cevdete bir zarf yollar.Bu zarf iki gencin arasında üç yıl sürecekbir mektuplaşmayı başlatır.Fatma Cevdet ve İhsan dönemin koşullarıgereği kısıtlı şartlar altında görüşür,sevgilerini büyük ölçüde bu mektuplararacılığıyla ifade eder ve yaşarlar.Tiyatrolar, konserler ve sinemalardagörüşme imkânı da bulurlar. İkisinin pekçok dostu da bu kültür çevresinde faaldir:Muhittin ve Necmettin Sadık Sadak,Melek Celal, Selami İzzet
Tükendi
Elinizde bulunan bu eser birkaç açıdan diğer Ömer Seyfettin klasiklerinden farklı bir yerde duruyor. Öykü alanında yetkin eserler veren yazarımızın, kısa roman olarak da kabul edilebilecek bu eserinde, fikrî ve idealist yönlerin edebi niteliklere karşı ağır bastığını da söyleyebiliriz. Bildiğimiz üzere Ömer Seyfettin Türk milliyetçiliğini sıkı bir şekilde savunuyor. Yaşadığı dönemde ortaya çıkan ve Kanunı Esâsi'nin ilan edilmesiyle oldukça güçlenen Osmanlıcılık düşüncesine ise temelden karşı olduğunu b
1839'da İngiliz ve Rus ordularının işgale giriştiği topraklarda yaşayan aşiretler, işgalciler karşısında birleşir. Afgan kimliğinin ortaya çıkışı ve merkezi yönetimin kuruluşu bu mücadele süreciyle birlikte yürür. Serdar Mahmud Tarzi Han, genç ülkesinin kadim kültür merkezi Gazne'de doğar. İngiliz kukla yönetiminin, Tarzi 17 yaşındayken Hindistan'a sürgün ettiği ailesi buradan Şam'a geçince, onun da hayatı değişir... Mahmud Tarzi Şam'da kuvvetli bir devlet geleneğiyle ve Jön Türklerin aydınlanmacı fikirle
Tükendi
Hayatı Balkanların Osmanlı İmparatorluğundan kopuşunun iki dönüm noktası arasında geçen bir Rumelili: Bahaeddin Demir Aydın. 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşına çocuk yaşta tanıklık eden, köylerinden Kesriyeye göç etmiş ailesinin kısıtlı imkânlarını zorlayarak okuyup kalem efendisi olan bir genç Doğduğu yörede görev yaparken her milletten ve toplumun her kesiminden dostlar edinen, yoksunlukların işini aksatmaması için var gücüyle çalışan, Rumelinin imparatorluktan kopuş sürecine seyirci kalmayan bir vatansever Bal
Tükendi
Yapı Kredi Yayınları, Can Dündar tarafından hazırlanan ve yakın tarihimize ışık tutacak bir kitap yayımladı. Özel Arşivden Belgeler ve Anılarıyla Vehbi Koç adlı kitap, Vehbi Koçun 1961 başı ile 1976 sonu arasındaki 15 yılın siyasi notların derlenmesinden oluşuyor. Kimisi devlet büyüklerine yazdığı yazılar, kimisi özel mektuplaşmalar, kimisi büyük bir disiplinle yaptığı her görüşmeden önce hazırlık için her görüşmeden sonra da tarihe kayıt için tuttuğu notlar... İlk kez gün ışığına çıkan bu belgeler çok ses
Tükendi
Samet Ağaoğlu çocukluk ve gençlik anılarını anlatıyor I. Dünya Savaşı ve Mütareke yıllarında İstanbul Siyasetle iç içe bir babanın başına gelenler... Önce tutuklanış, ardından Malta adasına sürgün ediliş Geride bıraktığı beş çocuklu ailenin yaşadıkları... Nihayet sürgünden dönüş ve Ankara. Ulusal Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyetin kuruluş yıllarında Ankarada geçen ilk gençlik dönemi. Keçiörendeki bağ evi. Doğayla baş başa bir yaşam. Yalnızca kişisel anılar değil, babasının geniş çevresinde tanıdığı insanlar h
Tükendi
İkinci Dünya Savaşı'nın yokluk yılları içinde, Bakırköy'e bağlı Osmaniye köyünde bir kız bebek dünyaya gelir. Sakinlerinin bir kısmı ekip biçip hayvan besleyerek, bir kısmı da yakındaki Sümerbank fabrikasında çalışarak geçinen küçük, kendi halinde bir köydür burası. Şemsa ilkokulda özellikle Türkçe ve matematikteki başarılarıyla parlar. Aralıksız okur. Eve kadar gelen öğretmeninin ricasıyla "İlçe"deki ortaokula kaydedilir. Yeni okulunda İngilizcedeki başarısıyla parlar. Köydeki komşularından farklı akranl
Tükendi
Sol Ayağım gibi bir klasik olmaya aday, gerçek bir yaşam öyküsü... Kelebek ve Dalgıç, yaşanmış bir hikâyenin anlatısıdır. Jean-Dominique Bauby, bir beyin kanaması geçirir; yolunda giden hayatı artık bir çıkmaza girmiştir. Onun için hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Artık vücuduyla tek yapabildiği şey, gözkapaklarından birini oynatabilmektir. İnsanlarla iletişim kurmak için kullanabileceği tek yol budur. Yine de, umut... Hep vardır umut. İnanmaktan vazgeçmeyen insan birçok şeyi başarabilir. Jean-Dominiq
ABD ve Sovyetler Birliği arasında İkinci Dünya Savaşı ertesi başlayan Soğuk Savaşın ilk büyük hukuk davası ve gövde gösterisi bir atom casusluğu etrafında kurgulanmıştı. 1951de başlayan davada, Ethel ve Julius Rosenberg çifti, dönemin en büyük teknolojik sırrı olan atom bombasına dair can alıcı bilgileri SSCBye sızdırdıkları savıyla yargılandılar. Rosenberglerin yakın akrabalarının da aralarında bulunduğu pek çok yalancı şahide ve düzmece kanıta gösterilen itibar, McCarthy döneminin simgesi haline gelen dav
Tükendi
MoranSimone de Beauvoir, "Kadın doğulmaz; kadın olunur," demişti; hepsi bu olsa iyi... Nasıl Kadın Olunur?, benim kadın olmayı yanlış anladığım onca zamanın öyküsünü anlatıyor. Evet, eski moda feminist "yükselen bilinçlilik" hâlâ büyük değer taşıyor. Ama konu kürtaj, kozmetik mucizeleri, doğum, annelik, seks, aşk, iş, kadın düşmanlığı, korku ya da kendi teninin altında nasıl hissettiğine geldiğinde, kadınlar, çok ama çok sarhoş olmadıkça birbirlerine genellikle doğruyu söylemiyor. Renkli kişiliği, çılgın
Nâzım'ın Piraye'sinin oğlu Memet Fuat'ın 65 yıllık anıları. "Bu satırları yazarken altmış dokuz yaşındayım. Annem seksen dokuz yaşındaydı. Beni yirmi yaşındayken doğurmuş. Arada ondan uzak kaldığım, dedemin yanında oturduğum yıllar oldu, ama bana hiç ayrılmamışız gibi geliyor. En eski anım üç ya da dört yaşımdayken yaptıklarıma kadar gittiğine göre, demek ki altmış beş yıl onun çevresinde birtakım anılar biriktirerek yaşamışım."
Osmanlı İmparatorluğu Birinci Dünya Savaşı'ndan önce, birbirinden binlerce kilometre uzaklıkta ve farklı iklim şartlarına sahip iki bölgede peş peşe savaşmak zorunda kalmıştı: Trablusgarp ve Balkanlar. Yenilgilerle sonuçlanan bu iki savaşı Batı dünyası da büyük bir ilgiyle takip eder. Avrupa gazeteleri cephelerin her iki tarafındaki muhabirlerin sıcağı sıcağına yolladığı haberler, fotoğraflar ve çizimleri kısa sürede okuyucuyla buluşturur. İngiliz gazeteci H.C. Seppings-Wright da bu muhabirler arasındadır.
Tükendi
Osmanlı İmparatorluğunda 19. Yüzyılın son çeyreğinde doğan ve askerlik mesleğini seçenlerin savaşla yoğrulmuş kaderini paylaşan bir Rumelili: Ahmet Nuri. Rusçukta doğan, 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşında bebek yaşta ailesiyle muhacir olan Ahmet Nurinin hayatı, daha Harbiye Mektebinden mezun olur olmaz cephelerde geçmeye başlar: 1897 Osmanlı-Yunan Harbine katılır, Abdülhamit döneminin bu son askeri zaferinden sonra Yemen ve Asir çöllerinde asilerle çarpışır. Balkan Harbinde yenilgiyi yaşar. I. Dünya Savaşında Ça
Tükendi
Zaman yine geceye, yokluğunun en ağır vurduğu saatlere doğru ilerliyor. Hayalin olanca netliğiyle sahnedeki yerini alıyor. Her zamanki gibi çok güzelsin. Başkalaşıyorum. Teslim oluyorum sana bir kez daha. Seçeneğim yok aslında, ama olsaydı, böyle bir kaçışı bir an için düşünmeyi bile sana ihanet sayardım. Seninleyim yine, sen oldum. Başkalaştıkça aslıma döndüm Sana döndüm, kendim oldum. Yokluğun en ileri boyutuyla tenime iyice sokuluyor, böyle bir yangında varlığını olanca güzelliğiyle duyumsuyorum. Her g
Tükendi
Bundan kırk sene önce, dış haberleriyle Türkiyeye Avrupanın gündemini getirdi; 32. Günle, yaklaşık otuz senedir siyasetin nabzını tutuyor. Yazdığı kitaplarla, çektiği belgesellerle yakın tarihimize ayna tuttu. Tabuları yıkarak Abullah Öcalan ve M. Ali Ağcayla; Thatcher, Mitterrand, Arafat gibi yaşadıkları döneme damgasını vurmuş politikacılarla röportajlar yaptı. Haber programları, otuz beş yılı bulan köşe yazarlığı, araştırmalar... Kazandığı sayısız ödül ve adının üstünde kopan fırtınalar... O hâlâ zirve
Tükendi
Hayallerimi Sende Unuttum Yasak bir hayalden mi hükümlüyüm? Hayaller yasaklanabilir mi? Bir köle bile yaşamı algıladığı boyutta hayal kurarken özgür değil midir? İnanamıyorum. Hiçbir düşünce gücünün onaylatamayacağı bu müthiş trajediyi hak etmediğimi bilecek kadar kendimdeyim. Adına umut dediğimiz aldanışlardan birinin daha yaşamın kıyısına vurmasıdır bu. Sayısız husum fırtınasından sonra artık denizde tutunamayan bir gül yaprağının kumsaldaki görüntüsüdür. Akşam vaktidir. Martılar çoktan susmuştur. Yal
Tükendi
Toplam 212 kayıt bulunmuştur Gösterilen 180-200 / Aktif Sayfa : 10