Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Toplam 212 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
"Eğer bu kitabı kısaca tanımlayacak olsam, tat anıları ile anıların tatlarının iç içe geçtiği bir hikâyedir derdim. Hikâyenin kahramanı ailem, omurgası da üç nesil boyunca mutfağımızda pişen yemeklerdir." Marianna Yerasimos, kültürel belleğin ve aidiyetinin belirgin dışavurumu olan mutfak kültüründen hareketle, bize İstanbullu Rum bir ailenin hayatından lezzetli kesitler sunuyor. Pırasalı patates çorbası, çiroz köftesi, gümüşbalığı omleti, midye salması, tavuk "milanez" ve galatobureko gibi pek çok leziz
16. yüzyıldaki ekonomik kriz sebebiyle İspanya'nın her köşesinde açlık ve sefalet kol gezmekteydi, bu durumun bir ahlaki çöküntüyü de beraberinde getirmesi kaçınılmazdı. İspanyol toplumundaki bu maddi ve manevi çöküntünün ortasında, 1554 yılında, sonradan pikaresk roman adı verilecek olan yeni bir anlatı türünün ilk örneği olan Tormesli Lazarillo ortaya çıktı. Din adamlarının ahlaksızlıklarına bolca yer veren bu eser, engizisyonun hışmına uğramamak için imzasız olarak basıldı. Sefiller, dilenciler, dolandı
Bir Genç Kızın Eğitim Hakkını Savunarak Dünyayı Değiştirme Öyküsü Üzgün değildim. Korkmuyordum. Sadece şunları düşündüm: Nasıl göründüğümün bir önemi yok. Hayattayım. Bunun için minnettarım. Dr. Fiona'ya baktım bir an. Aramıza bir kutu mendil koymuştu. Ağlamamı beklediğini fark ettim. Belki eski Malala ağlayabilirdi. Ancak hayatınızı kaybetmenin eşiğinden döndüğünüzde, aynada gördüğünüz komik yüz sadece hâlâ yaşadığınızın bir ispatı oluyor. Ben Malala. Bu da benim hikâyem. Yaşadığı bölge Taliban'ın ko
"Yazıya dökülmemiş her düşünce neticede bütünüyle değersizmiş, çünkü harekete geçirirse bir tek sahibini harekete geçirir ve tarih yaratamazmış, kendisi ise doğal olarak tarih yaratma hırsına sahipmiş, ki söylediğine bakılırsa önemli, çığır açan bir metin yazmanın birinci koşulu da daima buymuş." Bağımsız bir bilim insanı olan Koller, on altı yıl önce Viyana'da Türkenschanz Parkı'nda bir köpeğin ısırması sonucu sol bacağını kaybetmiş ve o günden itibaren Fizyonomi adlı bilimsel çalışmasına odaklanmıştır. F
Tükendi
97 saatlik mesailere hoş geldiniz. Burada ölüm kalım meselelerine biz karar veriyoruz. Ayrıca çeşitli vücut sıvılarının devamlı üstünüze sıçramasına hazır olun. Tabii tüm bunlar karşılığında bir otopark sayacından daha az para kazanacağınızı da unutmayın. Arkadaşlarınızla ve yakın ilişkilerinizle vedalaşın. Bir doktorun hayatına hoş geldiniz. Biraz Acıyabilir, eski doktor Adam Kay'in bitmek bilmeyen günler ve uykusuz gecelerde gizlice kaleme aldığı anılarından oluşuyor. Olan biteni sansürsüz bir dille a
Türkçede ilk kez 1984 yılında yayımlanışının 35. yılı dolayısıyla, sert kapaklı özel bir baskıyla okurlarına ulaşan Yaşamın Ucuna Yolculuk, Tezer Özlü'nün günlük biçiminde yazdığı bir anlatı. Türkçesinden önce Auf den Spuren eines Selbstmords (Bir İntiharın İzinde) adıyla 1982'de Berlin'de Almanca yayımlanan bu modern klasik 1983'te de Marburg Kenti Yazın Ödülü'nü almıştı. "Dünya acılı olduğu için" yazdığını söyleyen Tezer Özlü'nün bu müthiş kitabı otuz beş yıldır okurunu sarsıyor.
"Osman Cemal, İstanbul'un her köşesini bilirdi. Her sınıf halkı tanırdı. Bazı insanlar maziye saplanıp kalırlar. Osman Cemal eskileri tanıdığı kadar yenileri de tanımak için gözünü ve kulaklarını açardı." - Mahmut Yesari "İstanbul yazarı" denince akla gelen ilk isimlerden biri olan Osman Cemal Kaygılı'nın çoğu Yenigün gazetesinde yayımlanan şehir yazıları bu kitapta bir araya geliyor. İstanbul'un meşhur semtleri de var bu yazılarda, sadece ismi bilinen, gazete haberlerinde geçmeyen semtler de – hatta daha
Sinema eleştirmeninden ilk kez günışığına çıkan tanıklıklar ve anılar... Atillâ Dorsay'dan: Bu kitabı yazarken itiraf edecek çok şeyim olduğunu anladım. Hıristiyanvari bir ‘günah çıkarma' kurumundan söz etmiyorum, papaza gerek yok!... Ama kimi zaaflarımı, yanlışlarımı, hatalarımı, kusurlarımı da anmak istedim. Bu idealize edilmiş, gerçeklere teğet geçen bir anılar kitabı olmasın istedim. Her birinden dersler aldığım o hatalarımın gençlere de bir şeyler öğreteceğine inandım. Ve bu yolu seçtim. Şimdi, uzun bi
Hamilelik, ömür boyu sürecek, mucizelerle dolu annelik yolunun ilk adımı. Bu öyle bir süreç ki, başlangıçta çoğu kadın mükemmel bir anne olmaya çalışırken, kaygılar yumağında kaybolup en yakınlarına bile açılamaz. Sidni Karavil, Mucizeyi Taşımak'ta gelgitlerle dolu hamileliğini, gün gün yaşadıklarını, tüm samimiyetiyle diğer kadınlarla paylaşıyor. Yazar, korkularını, kaygılarını, kırılganlıklarını açık yüreklilikle ortaya koyarken, sorunlarla baş etmek için modern psikoloji uygulamalarından nasıl faydala
Kitapseverlerin yeni okuma günlüğü... Ziyaret ettiğiniz kitaplar sizde nasıl izler bırakıyor? Kitapların iç dünyanızdaki yansımalarını yazıya döker misiniz? Peki, bir okuma günlüğü tutmak okuma alışkanlıklarınıza neler katabilir? Okuma Günlüğü, okuduğunuz kitaba dair unutmak istemediğiniz ayrıntıları, yorumları, anahtar sözcükleri, alıntıları ve sizde uyandırdığı çağrışımları not edip yıllar boyunca saklayabilmeniz için tasarlanan sade ve kullanışlı bir günlük. Okuma yolculuğunuzdaki rotaları adım adım i
"Suudi Arabistan'da bir kadının araba kullanması, ‘araba kullanmak'tan çok daha fazlası. Direksiyona oturabilmek, aslında hayatının da direksiyonuna geçebilmektir." Manal al-Sharif, Suudi Arabistan'ın Mekke şehrinde, 1979 yılında doğdu ve dindar bir toplumda, yoksulluk içinde büyüdü. Bilgisayar bilimlerinden mezun olduktan sonra, Suudi-Aramco petrol şirketi tarafından işe alındı ve krallıkta bilgi güvenliği alanında çalışan ilk Suudi kadın oldu. 2011 yılında, "kadın olarak araba kullanmak"tan hüküm giydi v
"Sessizlik lütfen, kulak veriniz. Bırakalım, yıllar önce, herkesin yaşamının temel konusu olagelmiş sofralardaki ya da başka yerlerdeki yiyeceklere ve onların paylaşımına dair eğlenceli, etkileyici, eğitici ya da sadece tuhaflıklarıyla öne çıkan öykülerin (...) sözcükleri bizi sarıp sarmalasın." Dante, Napoli kralının konuğu olarak katıldığı şölende neden yemekleri üstüne başına sürmüştü? Ortaçağ'da çatal kaşık olmasına rağmen insanlar neden elle yemeyi tercih ediyordu? Kıtlık dönemlerinde mutfak nasıl bi
Bir "anıcı", "aracı" ve "anlatıcı" olan İlknur Güntürkün Kalıpçı, Cumhuriyet tarihinin ilklerine imza atan, yaşadıkları çağın ötesindeki kadınlarımızı kaleme aldı. Hayat hikâyeleri tüm zamanlara öncülük edecek nitelikte olan "Zamansız Kadınlar"ımızın anısına... İlknur Güntürkün Kalıpçı
Guillaume Apollinaire, 1917 baharında, her çarşamba akşam saat altıda, evinin bitişiğindeki Café de Flore'da arkadaşlarıyla buluşurdu. Blaise Cendrars düzenli gelenler arasındaydı. Max Jacob'u, Raoul Dufy'yi, Carco'yu, André Breton'u ve adlarını anmak istemediğim birkaç silik kişiliği hatırlıyorum. Café de Flore o dönemde bugünkü kadar popüler bir yer değildi. Orada rahat nefes alabiliyor, bağırmak zorunda kalmadan birbirimizle konuşabiliyorduk. Bir taşra kahvesi gibiydi. Remy de Gourmont da gazete okumaya
Geçen zamana kalemiyle meydan okuyan usta denemeci Uğur Kökden'den 1900'lerin ilk çeyreğinden 2000'lerin ilk çeyreğine uzanan yıllara dair bir "zaman tanıklığı": Yüzyıl başına tarihlenen puslu Anadolu fotoğraflarından 1930'ların İstanbulu'na, parasız yatılı avlularından Paris kahvelerine, adliye koridorlarından tren kompartımanlarına, cezaevlerinden dergi bürolarına, Bağdat'tan Mekke'ye, Lozan'dan Afrika'ya taşınan bu incelikli "özgeçmiş" dün ve bügün arasında sağlam köprüler kurarken, farklı coğrafyalarda
NOBEL BARIŞ ÖDÜLLÜ NADIA MURAD'DAN... Zülfü Livaneli'nin sunuşuyla IŞİD'İN KÖLE YAPTIĞI GENÇ BİR KIZIN İLHAM VERİCİ KURTULUŞ HİKÂYESİ "Bu kitap mürekkeple değil kanla yazılmıştır. Yazarın kendi kanıyla." Zülfü Livaneli Bütün Koço'nun okul bahçesine sığdığını görene dek köyümün ne kadar küçük olduğunu fark etmemiştim. Kuru otların üstünde büzülüp durduk. Kimisi neler olduğunu merak ederek fısıldaşıyordu. Diğerleri sessizdi; şoke olmuşlardı. Kimse daha ne olduğunu idrak edebilmiş değildi. O andan itibaren akl
"Ve onun tahtı işte o gün üzerinde oturduğu yaldızlı, pek mükellef, pek muhteşem, fakat kumaşı soluk ve yer yer yırtık, şurası burası aşınmış, yıpranmış koltuktan ibaretti." "İdam kararları, sehpalar, asılanlar, velhasıl bütün tedhiş siyaseti, belki bu da pek âlâ idi, fakat bunlarla her iş tesviye edilmiş olacak, bütün fırtına yatışacak mıydı?.. Sema berrak görünüyordu, fakat tâ ufukta endişe veren bulut kümeleri vardı; ve ara sıra, kısa fasılalarla çakan şimşekler, bunları yırtarak bir aydınlık içinde kar
Tükendi
'Hülasa: Kuyucaklı Yusuf yüzümüzü ağartacak bir sanat eseridir. Zararlı bir tarafını göremedim. Mevzuubahis tenkitler bugün el üstünde tutulan bazı Avrupa şaheserlerinde gördüğümüz -aynı mevzulara ait- tenkitler yanında son derece masum ve küçük kalır. Yalnız bir şahsın ve bir romanın değil, memleketimizde ilerlemesi lazım bir büyük ve faydalı sanatın da davasını gören Cumhuriyet adliyesinden zaten zayıf olan Türk romanının cesaretini kıracak bir karar çıkmayacağını kuvvetle ümit ederim. Maarif Vekaleti M
Taha Akyol bu kitabında kendi anılarından örnekler vererek tarikatlar ve totaliter örgütler gibi "sık dokulu" yapılara karşı gençlerin dikkatini çekiyor. Gençleri felakete sürükleyen sağ ve sol totaliter örnekleri anlatıyor. Yirmi yıl önce yayımlanan kitabını güncelleştirip genişleterek bugünkü cemaat ve yasa dışı örgüt sorunlarını analiz ediyor.Gençlerin bağımsız kişilik, hür düşünce ve girişimcilik ruhuyla geleceklerini inşa etmesini savunuyor. Hayat Yolunda, akademik bilgi, anı ve tecrübeleri süzgeçten
Öykücü Can Özoğuz, Kuvayı Milliye Öyküleri kitabında, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde ayağa kalkmış, isimleri pek bilinmeyen kahramanların öykülerini destansı bir anlatımla kaleme almıştır. Yarı belgesel öykü niteliğinde olan bu kitaptaki birbirine bağlantılı beş öyküde; Erzurumlu Kara Fatma'nın Edirne müdafaasında başlayan milli mücadelesini, Karadenizli vatanseverleri temsilen Arhavili Ali Çavuş ve silah arkadaşlarının kahramanlıklarını, Atatürk'ün vasiyetini, Adana'nın Kurtuluş Destanı'nı yara
Toplam 212 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3