Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Toplam 212 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5
Şarkılarıyla rock müziğe damgasını vuran Teoman bu defa kendi hayatına dair hikâyelerini anlatıyor. Çocuk Teoman'dan rock yıldı- zı Teoman'a uzanan yolculuğunu anlatırken, zaman zaman şarkı sözleriyle röportajlardan alıntılar da anılara eşlik ediyor. Teoman şarkılarını yazarken kendi karanlığının sesine kulak veren, inişli çıkışlı ilişkilerimize, ayrılıklarımıza, yaralarımıza, özlemlerimize dokunan bir rock yıldızı... Bugüne dek hikâyelerini hep şarkılarıyla anlatan Teoman, şimdiyse yaşamından küçük izleri,
Bir bahar günü Sait Faik ve Orhan Veli ile birlikte yaptığımız bir Boğaz gezintisini anımsıyorum. Üsküdardan Beykoza kadar her iskelede Sait beni sınava çekmişti: Şu iskeleyi anlatmak gerekse neresinden başlarsın? Anadoluhisarı İskelesinin yanında küçük bir kahve vardır. Haydi dedi, mademki hikâyecisin, şu kahvede ilk gözüne çarpan nedir, söyle bakalım? Baktım üç dört kişi oturmuş, kâğıt oynuyor, kahve içiyor, duvarda birtakım basma resimler İran şahının, Atatürkle resmi falan. Bu resimleri belirtirim dedi
Ölümünden birkaç ay önce, Arjantinli zengin bir toprak sahibi Borgesi estanciasına davet etti ve bir sürpriz sözü verdi. Yaşlı adamı bahçedeki bir banka oturttu ve yalnız bıraktı; birden Borges yanıbaşında iri ve sıcak bir beden hissetti, ardından da omuzlarına dayanmış iri patiler. Estancieronun evcil kaplanı, onu düşleyen adama saygılarını sunuyordu. Hiç korkmadı Borges. Yalnızca çiğ et kokan sıcak nefesinden rahatsız oldu. Kaplanların etobur olduğunu unutmuşum. Arjantinli deneme ustası Manguelden, Borg
Korkmuyormuş gibi davranamam. Öte yandan içimdeki baskın duygu şükran duygusu. Sevdim ve sevildim, çok şey aldım ve aldıklarımın karşılığında bir şeyler verdim; okudum, seyahat ettim, düşündüm, yazdım. Her şeyden önemlisi, bu güzelim gezegende duyarlı bir varlık, düşünen bir hayvan olarak bulundum ve bu başlı başına müthiş bir ayrıcalık ve serüvendi. İnsan beyninin ve sinir sisteminin gizemleri ve tuhaflıklarına dair unutulmaz incelemelerin yazarı nörolog OliverSacks, yaşamının son aylarında yaşlılık, hasta
Tükendi
Liji Pulcu Çizmeciyan, İstanbul'da Kayıp Zamanlar'ın ikinci cildi ile kaldığı yerden İstanbul ve kendi öyküsünü anlatmaya devam ediyor. Notre Dame de Sion'dan mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Filolojisi bölümüne beş yakın arkadaşıyla birlikte giden Çizmeciyan 1940'ların üniversite çevrelerini, arkadaşlıkları, entelektüel çevrelerdeki dedikoduları genç bir öğrenci gözünden anlatıyor. İngiliz Filolojisi'nden mezun olduktan sonra rotasını çizmeye çalışan Çizmeciyan bu aray
On dokuzuncu yüzyılın sonlarına doğru, ahşap gövdeli ve yelkenli gemiler yerini buhar makineleriyle donatılan zırhlı gemilere bırakır. Güçlü gemi toplarının imali ve suyun altında hareket edebilen torpidolar ile deniz mayınlarının kullanımı, deniz gücü kavramının yeni baştan tanımlanmasına sebep olur. Böylece maliyetli güçlü donanmalar, devletlerin askeri, ekonomik ve sosyal gelişmişliğinde zirveyi belirleyen en önemli gösterge haline gelir. Osmanlı İmparatorluğu, 19. yüzyıl boyunca içinde bulunduğu buhrana
Haldun Taner'den kültürümüzün unutulmaz kişileri üstüne unutulmaz yazılar. Portre edebiyatımızda bir doruk kitap. Haldun Taner'in bu en sevilen ve belki de en çok okunan düzyazı kitabı büyük bir özenle hazırlandı. Yazılarda bahsi geçen kişilerin adları öne çıkarıldı, daha da önemlisi kişi adları dizini yapıldı. Sadece bu dizine göz atıldığında bile Haldun Taner'in nasıl geniş bir kültür evreninde kalem oynattığı ve konu zenginlikleri anlaşılıyor.
Orçun Türkay'dan bir baba anlatısı... Tunç Bey sıkı örülmüş yalın bir anlatı. "Tunç güzel bir ad, öyle değil mi?" sorusuna verilmiş çıplak bir yanıt... Babayla düğümlü sessiz anları kalemin ucuna dolayıp geri getirme çabası yazınsal bir eyleme dönüşüyor. Daha önce Peri Masalları (2004), Zavallı (2008), Belkıs, Cevat ve Ne İdüğü Belirsizler (2011), Dans Ediyor Bir Hane (2016) gibi yükte hafif pahada ağır kitaplarıyla tanınan Orçun Türkay Tunç Bey adlı anlatısında yitirilen babanın geçmiş zamandaki izini sürü
Tükendi
Türk resminin önemli ressamlarından ve D Grubu'nun kurucularından Cemal Tollu, gençlik yıllarında ailesinden habersiz şekilde Ankara'ya giderek Zabit Namzetleri Talimgâhı'na katılır ve 1921-1923 yılları arasında, İstiklal Savaşı'nın sonuna kadar 20. Süvari Alayı'na bağlı olarak görev yapar. Konya'dan başlayıp İzmir'de sonlanan bu iki yıl içerisinde tuttuğu notları, 1960 yılında gözden geçirerek bu döneme ait bir hatırata çevirir. Tollu, notlarında sadece katıldığı muharebeleri, şahit olduğu hadiseleri, Anad
Orhan Duru'nun Piri Reis'in ünlü çalışması "Kitab-ı Bahriye"nin izinden giderek yazdığı bu rehber kitap Küçük Asya'yı kıyı kıyı, kent kent, denizden ve karadan dalaşıyor, bölgenin güzelliğini, değişkenliğini, ev sahipliği yaptığı medeniyetleri bir kere daha hatırlatarak bizleri yaşadığımız coğrafyanın zenginliğini yeniden düşünmeye davet ediyor. Görmeye, bilmek ve tanımak ekleniyor bu "Mavi Gezi"de. Coğrafyaya tarih ekleniyor. Homeros'tan Evliya Çelebi'ye uzanan alıntılar, bir zamanlar Toroslar'da gezen ka
İki Doktor Bir Yolculuk Warren Winkler'ın 1959-1967 yılları arasında Kayseri Talas'ta çalışırken tuttuğu tıbbi kayıtlar ve günlüklerden derlenmiş. Her ne kadar onun anıları ve bakış açısı öne çıksa da en az kendisi kadar önemli bir kahraman daha var kitapta: "Tohtur" Salih. Bambaşka kültürlerden gelen farklı eğitim düzeylerindeki bu iki kişi, Amerika'dan gelen çiçeği burnunda hekim Warren Winkler'la, sıhhiyeci olduğu için yörede "Tohtur" diye anılan Salih Tokgöz Anadolu insanına yardım ederken karşılaşıp do
Tükendi
Eşinin kaleminden Haldun Taner Demet Taner'in eşi Haldun Taner'in 10. ölüm yıldönümünde yayımlanan kitabı Canlar Ölesi Değil yirmi yıl aradan sonra Yapı Kredi Yayınlarından çıktı. Canlar Ölesi Değil, birçok bakımdan özel bir kitap: Öyküleri, tiyatro yapıtları, gazete yazıları, konferansları, üniversitedeki dersleri, uluslararası toplantılarda edebiyatımızı temsil edişi ve daha birçok yanıyla bilenen Haldun Taner'in yaşam öyküsünü, kendine özgü kişiliğini, insani değerlerini ve geniş bir fotoğraf albümünü iç
Kırk Yıl Önce, Kırk Yıl Sonra, Rıfat Ilgaz'ın 1940'larda başlayıp 1980'lere kadar süren göz altına alınma, tutuklanma, yargılanma öyküsü. Bu ülkenin yetiştirdiği önemli aydınlardan biri olan Ilgaz'ın bu kitabını okurken, "Olmaz bu kadar," diyeceksiniz. Ne yazık ki doğru... "12 Eylül döneminde Cide'de gözaltına alınan sanatçının başına neler gelmemişti! Kolay değil, 1940'larda başlayan gözaltına alınma, tutuklanma, yargılanma öyküsü, 1980'lerde de sürmüştü. Yeryüzünde kaç şair ya da kaç yazar var ki kırk yıl
"Geceler korkunç, çünkü görüyorum... Rüyada kör değilim ki..." 2015 Nobel Edebiyat Ödülü'nün sahibi Svetlana Aleksiyeviç'in önemli eserlerinden Çinko Çocuklar, SSCB-Afgan Savaşı sırasında ve sonrasında yaşananlara dair etkileyici bir sözlü tarih çalışması... İsveç Akademisi, Svetlana Aleksiyeviç'e Nobel Ödülü verdiğinde yazarın "yeni bir edebi tür" yarattığını belirtmiş, eserlerini de "duyguların ve ruhun bir tarihi" sözcükleriyle betimlemişti. Aleksiyeviç uzun bireysel monologları farklı seslerin duyuldu
Çoğunuz soracaktır: İkinci kitap niye? Pablo Escobar Benim Babam kitabında zaten her şeyi anlatmadın mı? Cevabım kısa ve net olacak: Bu kitapta şimdiye kadar anlatılmamış hassas konulara değinip babamla doğrudan ilişkili ve bugüne dek gizli kalmış gerçekleri anlatacağım. Elimde bir listeyle, sırayla intikam almak niyetinde değilim. Ne babamın kurbanlarını rahatsız etmek istiyorum ne de hâlâ gizlice suç işlemeye devam eden kişileri tehdit etmek. Tek istediğim, yalnızca bir ülkeye değil, tüm bir kıtaya le
Ungenach, Thomas Bernhard'ın Avusturya'nın suçlu belleğine ilişkin saptamalarını başlatan kitabıdır; anlatının tümü "aidiyet travması" çevresinde gelişir. Ülke dışında yaşayan Avusturyalı bir akademisyen, büyük bir mirasın vârisi, bu mirası akrabalarına "bölüştürerek" ondan bir an önce kurtulmak ister. Genç adam miras meselesini halletmek için memlekete dönüp de geçmişle yüz yüze gelince, geçmişin karşısına çıkardığı sorulara verilecek yanıtların hepsine katlanması gerektiğini görecektir. Anlatıcı, üç ses
Tükendi
Fransız edebiyatının en cesur ve özgün kalemlerinden olan Simone de Beauvoirdan kısa ama etkili bir başyapıt: Moskova'da Yanlış Anlama. Beauvoirın bu uzun öyküsü, artık yaşlarını almış bir çiftin, Nicole ile Andrénin, Sovyetler Birliğine yaptığı yolculuk sırasında yaşadığı krizi anlatıyor. İletişimsizlik, kadın-erkek ilişkileri, yaşlılık ve dönemin Sovyet eksenli politik hayalkırıklıkları üstüne aforizmalarla örülü Moskovada Yanlış Anlama, Türkçede ilk kez yayımlanıyor. Simone de Beauvoir (1908-1986), Sartr
Tükendi
Thomas Bernhard külliyatı içinde özel bir yeri olan, yazarın erken dönem eserlerinden Sarsıntı, yapısal anlamda heterojen sayılabilecek iki farklı tonda yazılmış düzyazıyı birleştiren, dönemi içinde yenilikçi biçemiyle dikkat çeken, insan doğasına ilişkin karanlık, kuraldışı bir anlatı. Anlatının ilk bölümünde; bir sabah bir doktor ile oğlu nemrut, dağlık Avusturya kırsalında, günlük gezintilerinden birine çıkarlar. Rastladıkları sefalet, delilik ve çetin doğanın vahşiliği ile boğuşan birtakım renkli şahsi
Bir yaşından, yirmi yaşına kadar her çocuk, bence zevkle okunmaya değer meraklı bir kitap; karşısında uzun uzun, hayran hayran düşünülecek bir bilinmeyenler âlemidir. Yirmi bir yıldan beri bu kitapları yaprak yaprak, satır satır okumaya ve anlamaya çalışı-yorum. Fakat hâlâ "Çocuk" adlı kitapta anlayamadığım, sökemediğim cümlelere rastladığım olur. Bu itirafımdan sonra, okuyucularım bu eserde, tecrübelerin belki haklı; fakat herhâlde soğuk ve tatsız gururunu elbette aramayacaklardır. Hayır, sevgili okurlarım
Bazı yaşamlar, diğerlerinden farklı yaşanır. Bu yaşamlarda her geçen yıl, her yaşanan olay sonrakine yeni, farklı pencereler açar; o hayatın sahibi bu pencerelerden bakmaktan, bazen ardında ne olduğunu bilmediği kapılardan geçmekten çekinmez, risk alır, bedel öder, cesaret eder. Şair Ali Mümtaz Arolat'ın oğlu olarak dünyaya gelen gazeteci Osman Saffet Arolat'ın gençlik anıları da bu emsalde yaşanmış bir dünyayı sergiler. Onun da ülkesini, dünyayı değiştirmek için bir "ütopya"sı vardır; üniversite yıllarında
Toplam 212 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5