Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Toplam 4 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Yüksel'in görüleri karmaşık bir bilinçaltı dünyasını yansıtıyor. Görülmedik yaratıklar ortaya çıkmış. Organları eksik. Kemikleri ve kasları et bağlamamış. Bunlar, dökülmekte olan insan kalıntıları mı, yoksa sanatçının düşüncesinde üreyen yeni bir insan türünün ilk örnekleri mi, anlaşılmıyor. - M. Ş. İpşiroğlu Maviler kalkıyor yerini soluk renklere, toprak renklerine bırakıyordu. Bilinçaltının olasılıklarını belirtiyordu, bütün iğrençlikleri, özgürlüğü ve somut örnekleriyle. Belki herkes gibi kendi bunalımı
Bu kitabın, ?Sözlü" bölümünde, Ferit Edgü'yle yıllar boyunca yapılmış söyleşilerden onu yer alıyor. ?Yazılı" bölümünde ise yazarın, öykü, roman ve şiir sanatı üzerine düşüncelerine, dostluk anıları eşlik ediyor. Edgü, bir çoğu aramızdan ayrılmış dostlarına, Melih Cevdet'lere, Oktay Rıfat'lara, Ahmet Oktay, Orhan Duru, Samih Rıfat'lara sesleniyor. Yer yer onların ve kendinin sır perdelerini aralıyor.
1955 yılında, İstanbul'da ?İlişki, Davranış, Sıkıntılara Övgü" isimli sergide başlayıp Paris-İstanbul ekseninde gelişen altmış yıllık bir çizer-yazar dostluğu. Gündelik yaşamın rutinini sanatın, yazının yaratıcı gücüyle kırabilmeyi başarmış iki sanatçı. Yaşamdan sanata, sanattan gene yaşama ya da yaşamın ötesine yazılmış bu mektuplar Yüksel Arslan'la Ferit Edgü'nün duygusal ve entelektüel paylaşımlarının yanı sıra iki muhteşem zihnin aralarında kurduğu aykırı humoru, bu humorun yarattığı bambaşka bir dili
14 Şubat 1980 Perşembe günü, İstanbul´un birçok semtinde devrimci (?!) bir eylem sonucu dükkanlar kepenklerini açmamışlardı. Yazar, bu olayın bir gün öncesi ile o günü, 101 değişik üslupla yazdı. Böylece, herhangi bir olayın, yazarın yaklaşımına, seçtiği üsluba göre yorumlandığını göstermek istedi. Ve yazmanın da bir eylem olduğunu. Bu kitabın, 1980 yılında, dumanı üstünde yayımlanmasının ardından yazmak eylemi, bir deyiş olarak dilimize yerleşti.
Tükendi
Toplam 4 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1