Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Toplam 37 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Türk edebiyatının usta hikayecilerinden Mustafa Kutlu'nun yeni kitabı Sevincini Bulmak okurlarıyla buluşuyor. Kutlu, Sevinci Bulmak'ta "dış dünyanın hücumuna karşı kitapların dünyasına sığınan" Suna ile Elif'in hikâyesini anlatıyor. Hikaye, Tanpınar hayranı bir akademisyen olan Suna'nın ve onun dert ortağı, sırdaşı Elif'in hayatlarına giren insanların, yaşadıkları aşkların, ayrılıklarının, uğradıkları hayal kırıklarının, hüzünlerinin anlatılmasıyla şekilleniyor. Kutlu, "sevincini arayan" ve bütün zorluklar
Yazarın bu eserinde çok kısa metinlerden oluşan bir bölüm ile uzun metinleri kapsayan ikinci bir bölüm vardır. Eserde şu hikâyeler yer alıyor: Seyfettin'i Severdik, Mahzun Mücahit, Bir Şey Yap, Su Sesi, Uysallığın Lüzumu Yok İsyanın Sırası Değil, Masal ve Rüya, Tâciser'in Şiiri, Hikâye, Bahar Dalı, Yürüyen Hüküm, Aheste Beste, Kambur Hafız ve Minare, Hüzün ve Tesadüf , Karakoncolos, Dürbünlü Çiçek, Mevzu Derin, Uç Selahattin Uç.
"Aydınlığa ve vuzuha açılan bir kapı, sonsuzluğa doğru uzanan bir yol, hakikat ve merhamet deryasına doğru akan bir nehir, göğe yükselen bir miraç... Mustafa Kutlu'nun İlmihali'nde (ki yıllar önce ilk metinler ortaya çıktığında ona birlikte Kutlu İlmihal adını vermiştik) yüksek bir hissiyatın eşlik ettiği bu hikmetli anlatım edebin ve edebiyatın, sanatın imkânlarıyla yeni bir biçime ve üsluba kavuşuyor, terütaze yeni bir ihmihal türüne kanatlanıyor. Yazar metinlerin neredeyse tamamında aslında kendi tecrü
1968'den 2018'e kadar kırk kitaba imza atan Mustafa Kutlu, kendi deyişiyle "öyküsünü geç bulsa da" onu sağlam temellere yaslayarak, yerli ve millî olduğu gibi esasen İslamî bakış açısına sahip bir yazardır. Yaslandığı hikmet ve ahenk çizgisini her kitabında bir üst seviyeye taşımış, geleneği yenileme yolunda kendine has bir dil ve üslup ortaya koymuştur. Müslüman Türk toplumunun modernizmle maruz kaldığı yabancılaşmayı hikâye ve deneme yazılarında kalbî bir dille nakledip eleştiren Kutlu, bu sene yazarlığı
Tükendi
Türk edebiyatının usta hikâyecilerinden Mustafa Kutlu'nun yeni kitabı Tarla Kuşunun Sesi, okurlarıyla buluşuyor... Kutlu, "halk destanı" tarzında kurduğu hikâyede, bir ailenin kuşaklar boyu yaşadıklarını anlatıyor. Kalabalık bir ailenin hayatını merkeze alan Kutlu, diğer hikâyelerinde de olduğu gibi hikâyeyi günlük hayatın unsurlarıyla zenginleştiriyor. İnsana, aileye, topluma "gerçekçi" ve "merhametli" bir gözle bakan anlatıcı, hikâyeye tarihi bir arka plan da çiziyor. "Böyledir. Her şeyin aynı şekilde s
Makedonya kralı iskender, Dara'yı yendikten sonra doğuda ilerlemektedir. Dara'nın kızı Rukzan hüviyetini gizleyerek Pencap hükümdarı Eşber'in sarayına sığınır. Eşber'in kızkardeşi Sumru, İskender'i görmeden ona aşık olmuştur. Gizlice buluşan ve sevişen Sumru ile İskender arasında gidip gelirken Rukzan da İskender'i sever. İskender Sumru'nun bütün ricalarına rağmen Pencap ülkesine yürür. Sumru sevgilisine söz geçiremeyince ağabeyini bu savaştan vazgeçirmek ister. Ancak Eşber halkına karşı sorumlu olduğunu bi
Tarım toplumundan sanayi toplumuna geçişte yaşanan maddî-mânevî toplumsal sorunları Karslı bir işçi olan Cevher Bican ve çevresindekilerin başından geçen olaylarla irdelendiği Yokuşa Akan Sular sanayileşmeye olduğu kadar peşinden gelecek modernleşmeye de neredeyse bir dervişin gözüyle yapılan bir eleştiri.
Yoksullar bizi bekliyor.İzbelerde, harabelerde, barakalarda, küflü-nemli karanlık odalarda bekliyorlar. Naylon çadırlarda, toprak damlı evlerde, kuş uçmaz-kervan geçmez M yerlerde ve şehrin göbeğinde. Kanlı gözlerini ufka dikmiş, bir heykel gibi hareketsiz, sessiz, dalgın bekliyorlar. Bebeler açlıktan ağlıyor, anaların gözpmarlarmdan yaş yerine kan akıyor. Çocuklarm dargın bakışlarından çelik parıltılar fışkırıyor. Babalar yumruk sıkıyorlar ve askerdeki oğullar gökyüzünde bir turna katarı arıyor. Dedelerin
Türk hikâye sanatının önemli isimlerinden Mustafa Kutlu, 2000 yılından beri, düzenli olarak her yıl bir hikâye kitabı yayımlıyor. Bu kitaplar sırasıyla; Uzun Hikâye, Beyhude Ömrüm, Mavi Kuş, Tufandan Önce, Rüzgârlı Pazar, Chef, Menekşeli Mektup, Kapıları Açmak ve Huzursuz Bacak... 2009'un kitabı ise Ağustos ayının ilk haftasında okuyucuyla buluşan Tahir Sami Beyin Özel Hayatı oldu. Tahir Sami Beyin Özel Hayatı, esasen günümüzde bir kitapseverin hususi çerçevesini vermek isteyen bir çalışma. Esere edebi ma
Bu kitapta yer alan yazılar taşralı birhikayecinin yaşadığı şehri (İstanbul)tanıma yolundaki gayretlerininmahsulüdür.On yıl boyunca İstanbul'u dolaştım, bugezi izlenimlerimi Zaman gazetesinde"Bir demet İstanbul" başlığı altında yayımladım.Şehir Mektupları, bu tutkulu serüvenin bir sonrakiaşamasıdır. Bu defa insan-şehir-mekân ilişkileriniokuyucularla paylaşan denemeler olarak vücut buldu.Şehrimizi tanımadan kendimizi, birbirimizitanımamız zor.Hele sevmek büsbütün müşkül.
İkibin yılından bu yana hemen her sene bir kitap yayımlayan Mustafa Kutlu, bu defa Rüzgârlı Pazar adlı eseriyle okurların karşısına çıkıyor. Uzun Hikâye, Beyhude Ömrüm, Mavi Kuş ve Tufandan Önce kitapları Kutlu´nun "uzun hikâye" türünde kaleme aldığı son eserleri. Kutlu bu kitaplarında geleneğin halk hikâyesi vadisinden devşirdiği unsurlarla bir yeniden üretim çabası gösteriyor. "Anlatma esaslı" üslup, şifahî edebiyatın bir bakıma yazılı metin haline sokulmasını hedefliyor. Metinlerde kullanılan dil belki d
Anadolu'nun ücra bir kasabasında bir eski otobüs. Otobüsü dolduran her kesimden insanlar. Civardaki tren istasyonuna yapılan bir yolculuk. Mavi Kuş bir yol hikâyesi. Ellili yılların Türkiye'sinden sinematografik bir kesit. Kitap tek bir metinden oluşan bir uzun hikâyedir.
Yağmur ince ince yağıyor. Saatlerdir yağıyor. Bir şehirlerarası otobüs gecenin ıslak karanlığını yara yara gidiyor. Saatlerdir gidiyor. Ses yok. Sanki hemen herkes uyuyor. Arada hafif horultular, alçak sesle konuşanların mırıltıları. Sürücü kasetçalardaki arabesk parçanın sesini iyicene kısmış, belki de sadece kendisi işitiyor. Bir de yanındaki koltuğa yığılmış, başı önüne düşmüş genç irisi muavin. Sürücü sigaranın birini söndürüp, ötekini yakıyor. Yol tenha, gözler uykusuzuktan kızarmış...
İçimde yıllar sonra memlekete dönmüş olmanın sevinci, ellerimde bavullar, havaalanının kalabalık telaşından kurtulup bir taksiye doğru yürürken azıcık terlemiş alnıma huzurun sessiz, sakin, ama garip bir şekilde ürpertici eli dokunuverdi... Bavulları bıraktım, terimi sildim. Tam bu sırada o boz renkli kertenkele, ayaklarımın ucundan sessiz, sakin ama garip şekilde ürpertici bir bakışla süzülerek geçip gitti.
Kitapta Kutlu´nun tabiat tutkusu, Anadolu insanının tabiata bakışı ve hayat görüşü ile örtüşmektedir. En derinde ise "fanilik" meselesine değinen metafizik bir boyut vardır. Bu da bir uzun hikâyedir. Beyhude Ömrüm, dış yapısı itibarıyla Türkiye´deki göç olgusundan, köylerin boşalmasından, sosyal bir vakadan bahsediyor. Aslında o bir "tutku" hikâyesidir. Kahramanı kuş uçmaz - kervan geçmez - ot bitmez dağlar başında bir "bahçe" kurmak için çırpınır.
Mustafa Kutlu´nun bu eseri "Şark hikâyesi"nin tasavvufî ve biçimsel özellikleri üzerine kurulmuş bir kitaptır.Kitapta yer alan hikâyeler tek başlarına müstakil bir hikâye olmaları yanında aynı zamanda bir bütünün parçalarıdır. Kitabın bütünü bir şeyhin dramını yansıtmaktadır. Şeyhin dergâhında ve etrafında toplumun hemen her kesiminden tipler yer alır. Bir gazeteci, bir ilim adamı, bir siyasetçi, vb. Bu tiplerin tekke ile olan bağlantıları aynı zamanda kendi şahsî dramlarını da ortaya koyar. Sır kitabı Kutl
Kutlu´nun tür olarak ilk uzun hikâyesi. Eser aslında annesini kaybeden bir çocuğun babası ile yaşadığı uzun, çalkantılı, dokunaklı bir macerayı dile getiriyor. Adalet duygusuna sürekli vurgu yapılan hikâyede anlatım esaslı bir üslup kullanılmıştır. Baba daha düzeli bir hayat kurmasını özlediği oğlunu büyük şehre gönderir, lakin kader genç adamı tıpkı babasının yürüdüğü yolun başına getirip bırakır.
Toplam 37 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1