Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Toplam 50 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
"Cumhuriyetin ilk yıllarında, ulusal bir aydın tipi yaratılmaya çalışılmamış denemez! Ulusal bir bileşim kaygısı da görülüyor! Ne var ki, Mustafa Kemal´in ölümünden sonra, Türk kültürünü Yunan/Latin tabanına oturtmak eğilimi, ´aktarımcı ve malumatfuruş´ aydın türünü yeniden tedavüle çıkarıyor. Üstelik, bürokrasiyle adeta özdeşleştirerek! Sonucunu görüyoruz: yarım asrı geçen cumhuriyet tarihinde, kültür hayatı, elli milyonluk ülkede, yüz bilemedin beş yüz bin kişiyi ilgilendiren bir darlıkta kalmıştır. Cumhu
Tükendi
"Kırdan çözülen kalabalığı şehirlere ´yediremez´, kültür açısından aydınla halk arasındaki ´mahiyet farkını´, -gelişmiş ülkelerde olduğu gibi- ´derece farkına´ indiremezse, gelişmekte olan her ülkede ortalığı ´lümpen´ bir fikir ve sanat ortamı kaplar. Türkiye´de de böyle olmuştur. Aydın ne yapıyor? Saati yıllardır ya Paris´e, ya Londra´ya, ya New York´a, ya Moskova´ya, ya Pekin´e ´ayarlıdır´; tarihini önemsemez, halkını düpedüz küçümser; beride ne köyle kalabilmiş, ne şehirli olabilmeş, kara kalabalık, kıla
Tükendi
"... biz, ulus köklerinden ayrıldıkları, Batıyı öykünmeye yöneldikleri için ´öncüler´le çekiştiğimiz gibi, sadece ulusal çerçeve içerisinde, ´donmuş´ kalmak isteyen gelenekçilerle de çekişiyoruz. Biz öyküntücü değiliz, gelenekçi de değiliz. Bugün Fuzuli gibi yazılmaz... Ama yeni Türk sanatçısı, bu sanatçıların çağlarındaki değerini bilmek, anlamak zorundadır. Hele Halk Edebiyatı konusunda, bu büsbütün böyledir... Yeni bir Türk şairinin, ya da hikayecisinin, kendisini içinde yaşadığı toplumsal gerçeklerden s
Tükendi
"...´soğuk´ savaşın ´katmerli´ baskısı ´sosyal gerçekçiliğin´ gelişmesini engellemiştir. Orada bir boşluk doğmuyor mu? İkinci Yeni Sirki, işte bu boşluğu dolduruyor. Üstelik ´soğuk´ savaşın şart koştuğu bütün olumsuz nitelikleri taşıyarak. İçlem en ürkütücü şey mi sayılmaktadır, İkinci Yeni anlamı gerekli görmez, ´rastlantısallıkla´ yetinir; dahası, sanatı toplumsal işlevinden çekip alır, getirip ´kelimeye´ dayandırır. Soyutluk biçimciliğin anasıdır ya, imgeyi yüklemek zorunda olduğu toplumsal/bireysel içle
Tükendi
"Aslında bu ne, insanın kendisini bir başkası sanması değil mi? Edim ilkesinin çerçevesi içinde belirlenmiş, deyim uygun düşerse bir ´toplumsal kimlik´ var, bir de ´haz ilkesi´nin insanın içinde oluşturup geliştirdiği, ´bireysel kimlik´!... (Arka Kapak´tan)
Tükendi
"Demek kendisi de mal, ya da hizmet üreten kadın; bu yoldan ekonomik özgürlüğüne ve bağımlılığına kavuşunca; artık aile üçgenini kolayca kırıp, kendine özgü bireysel raketim ortamını yaratıyor: Batılı gelişmiş ülkelerde ´yalnız´ yaşayan kadın çok! Peki anlamı ne bunun, aile biriminden ayrı olarak satın alınmış otomobil, kat, buzdolabı, televizyon vs. değil mi? Aynı mallan erkek de kendisi için alacağından, davranış ´sistem´in son derece işine geliyor; gelince de Hıristiyanlıktan alınmış geleneksel aile ahlâ
Tükendi
"Yengecin Kıskacı"nı yazarken, tipleme, olaylama, kurgulama sürecini, ´görselliğin´ en uç noktalarına götürmeye çalıştım; öyle ki, romanla senaryo arasındaki fark, görselliğin ´mekanik´ değil, ´beşeri´ olmasına indirgendi; böylece, hikayenin okurla etkileşimi üçüncü boyuta taşınmış oldu. Hiç değilse, ben öyle sanıyorum. Yazılış tarihleri çok farklı bu dört uzun hikayeyi, birarada yayımlamayı bu yüzden uygun buldum: Görsellikten kaçıp formalizme sığınacak yerde, görselliği, hikaye ve romanın metnine taşımay
Tükendi
Şiirleriyle milyonlarca insanın kalbine taht kuran, romanlarıyla toplumsal ve insani duyarlılığın en derin örneklerini vererek bir döneme ışık tutan Attilâ İlhan'ın düşünür kimliğini ön plana çıkaran bu kitap, yazarın güncel sorunlarla, yakın dönem tarihte yaşanan olayları eklemleyen yazılarından oluşuyor. Yayınevimiz Attilâ İlhan'ın Cumhuriyet Gazetesi'ndeki "Söyleşi" köşesinde kaleme aldığı bu yazıların yanı sıra, TRT2'de "Zaman İçinde Yolculuk" başlığıyla yayımlanan programının konuşmalarını da kitaplaşt
Tükendi
"12 Mart ile 12 Eylül arası, Ankara´dır: Tunalıhilmi Caddesi´nde, gazete ´mutfağı´ndan çıkıp ´yayınevi mutfağı´na geçiyorum; ama adım, artık sürekli gazetelerde görünüyor; istesem de istemesem de, Türk basınında ´köşesi olan´ birkaç ´edip´ten birisiyim: Yeni Ulus, Yeni Ortam, Dünya, Milliyet, Söz, Meydan derken ´Hilal, Yıldız ve Kalpak´ solculuğunun gazetesini çıkaran Yunus Nadi Bey´in Cumhuriyeti´ndeyim: İlk söyleşinin başlığı (Bir Sap Kırmızı Karanfil); tuhaf bu ya, herkesin unutmaya çalıştığını hatırlatm
Tükendi
“Ben iyimserim, zaten hiç kötümser olmadım. Bütün duraklamalara, hatta geri dönmelere rağmen, Türkiye’nin son elli yılda kaydettiği gelişme küçümsenir bir gelişme değildir. Bana kalırsa, daha çok geopolitique nedenlerden geçtiğimiz bazı tünellerden çok, e
Tükendi
Toplam 50 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3