Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Toplam 22 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Her şey bir depremle başladı. Şiddetli bir yer sarsıntısının sebep olduğu bir felaket... Ve felaketten pay alanlarla çıkar sağlayanlar. İyi ile kötünün bitmeyen kavgasına ayna tutan bu romanda bize ait izler bulurken, bazı şeyleri yeniden keşfetmenin de tadını yaşayacaksınız.
Bir değil bir destandır Anadolu... Destanlara kahramanlar yetiştirmiştir, binlerce. İşte FİGAN, o destandan bir damlacık Ermenilerin ihaneti ve masum insanı... Yakın tarihe bir ipucu... En çok okunan yazar ünvanın kazanan AHMET GÜNBAY YILDIZ bu romanında Ermeni mezalimi karşısında Anadolu insanının figanını yazdı. Sizden öncekiler bu eseri defalarca okudular. Siz de okuyun, seveceksiniz.
Bu güne kadar yüzbinlerce okura ulaşan bu roman, bir çok genç kızın içine düştüğü açmazı göz önüne sermektedir. Bu öyle bir açmaz ki, etrafında cazibe ve özentilerden oluşan tuzaklar dolu... Açmazdaki genç kızlar ise, bizim insanlarımız... Usta yazar Ahmed Günbay Yıldız, bu eseri ile insanımızın içinde bulunduğu şartları sebeb - sonuç ilişkileri içinde çok boyutlu işlerken, çözümü de gösteriyor.
Edebiyatımızın ilklerinden Ahmet Günbay Yıldız; kendine özgü üslubuyla yine farklı ve çarpıcı bir konuyla çıkıyor okurunun önüne: Güzel İstanbul`un taptaze umut çiçeklerinin yeşerdiği üniversitelerini birinde, birbirinden bağımsız tutku ve arayışların yaşandığı genç dünyalara tanıklık ediyor bu kez yazar. Birinin, sınır tanımaz arzularının kıskacında savuruluşu ve sonu gelmez med-cezirlerle tükenişi... Diğerinin ise, elde ettiği iç derinliğin bütünlüğünde adım adım zirveye yürüyüşü...
"Ben sana tutkunum kır çiçeğim Bülbülün güle dil döktüğü gibi değil benim sana gönül verişim O sevdanın mahremiyetini düşünmedi hiç Benim sana olan sevdam, sadece kalbimle şu karaladığım sayfalar arasında... Bülbül sabırsız Ben seni ve sana olan hislerimi kalbimin derinliklerine gömüyorum Sarı, mor, eflatun renklerin, yalnızlığımın simgesi Desenlerin, yüreğime kazıdığım duyguların asilliğini taşımakta... Seni seviyorum yalnızlık çiçeğim..." "Nevruz" ileride kiminle evleneceğini merak ettiği günlerde rüyasın
Bir nesil... İlimden, irfandan uzak tutulan, kurusun diye susuz bırakılan bir nesil... Kuruttuk diye sevindikleri bir anda, yeniden meyveye duran bu neslin hikayesi... M.E.B. tarafından tavsiye edilen bu romanı mutlaka okuyun.
"Sizce aşk nedir?" "Kaybetme korkusu." "Âşık oldunuz mu hiç?" "Karasevdalıyım ben!" "Adını söyleyebilir misiniz o her kimse?" "Maneviyat, ahlak, yere düşürülmeyen bayrak ve sınırları aşılamayan özgür göğsünü kendisi için siper eden topraklar..." "Yanılmıyorsam ben size aşkı sormuştum!" "Siz vatanı elinden alınıp sürgün yaşayanların hallerini görmüş müydünüz hiç?" Kahır gözlerinde donup kalmıştı. "Vatanı olmayan insanların gönül tezgâhında aşk dokunmaz..." Son Kale, Türkiye'nin içinden geçtiği zorlu süreci
Gerçekler karşımıza ansızın ve acımasızca çıkabilirler. Çekilen çileleri gönül gergefinde işleyenler, sizin yaşadığınıza kendi hasretlerini de eklediğinde, asıl gurbeti ona yaşatmış olduğunuzu fark edersiniz. Yaşanmış bir olaydan hareketle kurgulanan bu roman sizi gerçek bir hayat öyküsüne karışmaya davet ediyor.
Hayat, türlü türlü gelir karşına. Sevdayla gelir. Acıyla... Mutluluk ve yalnızlıkla çalar kapını. Bir tarafta sonsuz huzur penceresi açılır, diğerinde seni alıp götüren arzular serilir önüne. Gül gibi olabilmektir esas olan. Gül gibi kalabilmek... Kalbin kapılarını gerçek aşka aç... Derdine deva bulacağın ufuklara taşı gönlünü... Aşk Diye Bir Şey?dir en nihayetinde, bir ömürlük misafir olduğun dünyanın gerçeği... Uzat elini ki dünyan değişsin... "İçindeki ışıkları söndürme!.. Gün akşam olsa da güneş
Günahın rengi nedir?Kara mıdır sizce de?Öyle midir değil midir bilemeyiz ama kopkoyu bir renk olduğunu ve bütün renkleri soldurduğunu söyleyebiliriz herhâlde."Günahın Rengi" Ahmed Günbay Yıldızın son romanının adı. Kitabını, bir anlık arzuya, ihtirasa ve intikam duygusuna acımasızca kurban edilen bir aşkın etrafında kurgulayan yazar, eserinde aslında toplumdaki ahlâkî çöküşü, eğitimsizliği, kutsal değerlerimize yeterince ehemmiyet vermeyişimizi eleştiriyor. Roman bu bakımdan okuyucuyu silkeliyor ve iç muhas
Kendini keşfe çıkma dönemidir gençlik, kendini bulma, bilme ve her ne olursa olsun kaybetmeme Zamanın parçalanmaz bütünlüğü içinde ömürlerinin baharında olan bir grup genç, günün birinde hatalarıyla çarpışacaklarını düşünememişlerdi. Dünya ceplerinde dönerken adeta, gelecekte kuracakları yuvanın yanlışlıklar üzerine bina olacağına ihtimal vermemişlerdi ve bu yanlışlıkların, mutluluklarını gölgeleyeceğine Ahmed Günbay Yıldızın Kendimi Unutup Sana Ağladım adlı romanı, yazarın 43. romanı. Yıllardır sağlam bir
Gençliğinin en dalgalı günlerini yaşıyordu Ercan. Nakış Baba´nın kapısını çalmıştı yine. O´na kimselere açamadığı sırrını verdiği gün, başka bir sırra, Nakış Baba´nın efsunlu sırrına ortak olmuştu. Gerçek aşk nedir? diye sorduğunda Ercan, Aradığın sorunun cevabı burada der gibi elindeki günlüğü onu uzatmıştı Nakış Baba..İlayda, Bahar Hemşire ve Sultan..Hepsi birer aşkın öznesiydi ama Fuat´ı Nakış Baba yapan ve onun ince ince işlediği gönül tahtına oturan gerçek sultan kimdi?Ahmet Günbay Yıldız´ın Seni Unutm
Halkımızın gerçeklerini, onların derdini, kederini ve sosyal meselelerini ele alarak işleyen romancımız Ahmed Günbay Yıldız`ın Azat Kuşları` kısa zamanda üst üste yeni baskılar yaptı... Bu roman, romancının gözlemlerine dayanan ve halka malolmuş gerçek bir hayat hikayesidir. Sosyal değerleri dumura uğratılan küçük bir köy örneğiyle, koca bir toplumdaki çözülüşü ve ferdi çözüm arayışlarını gündeme getiren yazar, aynı zamanda çözüm için birtakım ipuçları da vermektedir.
Hayat, zorluklarla örülmüş çetin bir imtihan alanı; veya bir yarış pisti. Ayrılığı, çileyi ve zorlukların her türlüsünü omuzlamaya hazır olmayanların bu alanda tutunması ise oldukça güç. Bu güçlüklerin üstesinden gelmeye azmedenlerin elinden bırakamayacakları bir duygu çağlayanı Aynada Batan Güneş, caddelerin yürünmez olduğu, sokakların kan gölüne döndüğü bir dönemde, gençlerin kararmış ruhlarına aydınlığın tükenmez kaynağından bir demet pırıltı aksettirmeye çalışanların hikayesi...
Hacer Hanım, bir yandan kendisi gibi öğretmen olan eşi İsmet`in ticaret hevesi ve para kazanma hırsı ile mücadele ederken bir yandan da gençlik aşkı uğruna bütün insani değerleri feda eden babasıyla sınanır. Sonunda genç yaşta dul kalan yalnız bir kadın olarak Ankara`da büyütmeye ve terbiye etmeye çalışır oğlu Boran`ı. Fakat Boran gençlerin saplandığı hırs ve heves bataklıklarında bocalamakta, annesinin temsil ettiği ahlak anlayışına isyan etmektedir... Ahmet Günbay Yıldız, "Güneşe Matem Düştü"de şefkat,
Ahmed Günbay Yıldız bu eserinde değişik bir kompozisyonla karşımıza çıkıyor. Yaratılışın tabii bir sonucu olarak, hiç karşılık beklemeyen, hep kendinden veren babanın sevgisi... Ve kendilerini büyütene kadar üzerlerine titreyen bu babaya yüreklerindeki sevgiden yeterince pay ayıramayan evlatlar... Bir de bir genç kızın nakış nakış işlediği tertemiz sevgisi... Ahmed Günbay Yıldızın bu eseri bir sevgi mozaiği...
Gece şafağa dokundu dokunacaktı ama Dolunay önündeki yeni dünyanın sevinci ve tedirginliği içinde çırpınışlar veren yüreğini direnişe çağırıyordu, camın ardındaki puslu dünyayı pırıltılı gözleriyle kurcalarken Dolunay, tüm engellere rağmen gökyüzündeki bulutları dağıtıp, kalemiyle dünyasını aydınlatabilecek mi? Ahmed Günbay Yıldız, İstanbul Yüzlü Kadında ahlak, aile ilişkileri, cinsiyet ayrımı gibi kavramları sorgularken, okurlarını soluksuz ve düşündürücü bir serüvene davet ediyor...
Kavramlar sahi bu kadar ikiyüzlü müydü? Yoksa, istediğimiz gibi yorumlayışımız mıydı onları özünden kapıp birer karmaşa haline getiren? Bilmiyorum doğrusu. Bildiğim tek şey, işimize gelmeyen gerçekleri kendimize uyduruşumuz!..
Kendine yalan söylemeyen biri yaşıyorsa yeryüzünde, hâlâ aşk vardır... Sevenlerin tek arzusudur araya ayrılıkların girmemesi... Ve seviliyorsan, karşılık vermişsen, sevdiğini kalbinde saklamalısın. Çünkü sevenlerin yüreği bir başka sevdanın varlığını bir an bile kaldıramaz... Sahi, böylesine güven veren, ince, saf ve duru bir gönül var mıdır dünyada? Aşk dolu, ufuk açıcı denemelerle bezeli Cemre Önce Kalbe Düşer, hayatta eksikliğini duyduğumuz erdemlerin ve soylu duyguların peşine düşmeye çağırıyor
Toplam 22 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1