Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Toplam 7 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Atasözleri dilimizin zenginliği, bize atalarımızın mirasıdır. Hangisini istersek, babamızın malı gibi rahatça kullanırız. Hepsi de anamızın ak sütü gibi helaldir. İşte bu kitapta birbirinden güzel, birbirinden değişik, birbirinden şenlikli atasözlerinin hikâyeleri var. Aç ayının neden şakkıdı şakkıdı oynamadığını, damdan düşenin halinden en iyi kimin anladığını, kılavuzu karga olan adamın akıbetini, pilav seven kişinin cebinde ne taşıdığını, züğürtleyen bezirgânın eski defterleri neden karıştırdığını ve
Şimdiye kadar hiç okulunuzu değiştirdiğiniz oldu mu? Sınıf arkadaşlarınızı, biricik öğretmeninizi, müdürünüzü, servisçi amcanızı... Yani okulunuzla ilgili her ne varsa bunları ardınızda bırakıp yeni bir okula gitmek zorunda kaldınız mı? İşte o yıl Sevil Eren eski okuluyla ilgili ne varsa hepsini anılarında bırakmış, yeni bir okula adım atmıştı. Şehrin en namlı, en başarılı, en köklü okulu olan Cücüklü Namık Efendi İlkokulu'na... Hayatında yepyeni bir dönem başlıyordu. O ders yılı başı başka öğrenciler için
"Duydunuz mu Sayın Miçi," dedi Kiki. "Bundan sonra hep kötü rüya dağıtacakmışız." Miçi'nin ağzı şaşkınlıkla açıldı. "O da ne demek?" "Ben de tam bilmiyorum ama postanede herkes bundan söz ediyordu. Toplantı yapılmış galiba. Bundan sonra sadece kötü rüyalar üretecekmişiz." Acaba Kiki'nin dedikleri doğru muydu? Artık orası rüyalar değil de Kâbuslar Ülkesi miydi? Bütün dünya kâbuslara mı bulanacaktı? Korkunç karanlık bütün dünyayı sarmadan Miçi bir şeyler yapmalıydı. Ama ne? Miçi ile Ali'nin sınır tanımaz d
Miçi, Rüyalar Ülkesi'nde yaşayan bir rüya postacısı... En büyük hayali de zorlu sınavları geçip rüya senaristi olabilmek. Ancak yüzyıllardır bunu deniyor ve başaramıyor. Tam ümidini kaybetmişken Ali ile tanışıyor ve hayatı değişiyor! Miçi kendi hayallerini gerçekleştirirken aynı zamanda Ali'nin de hayatına dokunacak, onun yaşadığı acıyı atlatmasına yardımcı olacaktır. Tabii yaşadıkları maceralar da cabası! Hayaller için çabalamayı, dostluğun gücünü önemseyen sımsıcacık, heyecanlı ve eğlenceli bir öykü.
Bütün gün televizyon başında oturup evlilik programı izleyen bir babaanne, dışı sert ama içi kuzu gibi bir baba, kafayı ev işlerine fena takmış bir anne ve baş belası biricik erkek kardeş... İşte, Neşe Kuzu'nun pek bir şenlikli ailesi... Neşe'nin üniversite sınavına çalışma sürecinde yaşadığı çok enteresan olaylar... Dert ortağı Gizem ile paylaştığı sırlar... Apartmanın hava atıcısı Nuran Teyze ile ilginç diyaloglar... Ve kelimelerin anlatmaya yetersiz kaldığı Yüksel (kalp kalp) ile ilgili safça duygular...
Deyimler bir dilin zenginliğidir. Yazarken, konuşurken doğru şekilde ne kadar çok deyim kullanırsak, ifademiz o kadar zengin, kendimiz de o kadar havalı oluruz. Bizi dinleyenlerin hayranlıktan ağzı açık kalır, bize de beşlik simit gibi kurulmak kalır. Peki ama günlük dilimizin vazgeçilmezi, ifadelerimizin süsü, sözümüzün özü deyimlerimiz, nasıl ortaya çıkmıştır? Kim, nerede, ne zaman, nasıl ve niçin kullanmıştır ilk kez onları? İşte elinizdeki bu kitapta deyimlerin hangi olaylara dayandığını ve ortaya
Ali eline merceği alıp Miçi'nin uzattığı kâğıtlara baktı. "Bunlar da ne?" "Senaryo Değerlendirme Kurulu'nun değerlendirmeleri. Üç değerlendirmenin ikisini batırdım. Üçüncünün de farklı geleceğini sanmıyorum. Yani anlayacağın, işten atılacağım! Sanırım en iyisi kendim bırakmak." "Yapma Miçiii! Benim tanıdığım Miçi bir işin peşini asla bırakmaz. Bin yılda da olsa becerir ve yapar!" Miçi arkasından çevrilen kötü oyunlardan habersizce işini kurtarmaya çalışıyordu. Neyse ki bu zorlu günlerinde biricik dostu Ali
Toplam 7 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1