Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Toplam 11 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Firavun İmanı`nda Tarık Buğra, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet`in kuruluşu sorunsalını bu kez Sakarya Savaşı arefesi ve hemen ertesi dönem bağlamında romanlaştırıyor. Kahramanları yine "sıradan" halk veya dönemin ikinci, üçüncü plandaki kişilerin temsil eden tipler. Roman Mustafa Kemal`in tartışılmaz liderliği etrafında şekillenen Cumhuriyet`in kurucu kadrosu ve onun iradesine karşı, bizzat Kuvayi Milliye hareketi içinden şekillenmekte olan milli-muhafazakar hoşnutsuzluk, tepki ve muhalefetin şekillenişini ko
Küçük Ağa, Kurtuluş Savaşı yıllarında, siyasal karar ve tartışma merkezlerinin uzağında, Kuvvacı/Millici denilen, ama ne oldukları, neyi temsil ettikleri pek bilinmeyen birilerinin açtığı savaşa katılıp katılmamanın vebalini tartarak bir karar verme durumunda kalan insanları anlatır. Asırlarır sadece "halife-i ruyi zemin"in, padişahın açtığı sancağın altında savaşılacağı bilgi ve inancıyla yaşamış taşra insanlarının, halife-padişah çağrısının yokluğunda ve işgal haberleri yayılırken yaşadıkları ikilemlerin,
"Osmanlı'nın sırrı nedir" sorusunun cevabını arayan yazarın Osmanlı kuruluş döneminin dinamiklerini ve felsefesini bugünkü dille inşa ettiği romandır. Duvarları süsleyen "Ey Osmancık; beğsin. Bundan sonra öfke bize, uysallık sana; güceniklik bize, gönül alma sana; suçlama bizde, katlanma sende; bundan böyle, yanılgı bize, hoş görmek sana; aciz bize, yardım sana; geçimsizlikler, uyuşmazlıklar, anlaşmazlıklar, çatışmalar bize, adalet sana; kötü göz bize, şom ağız bize, haksız yorum bize, bağışlama sana. Ey Os
Osmanlı Tiyatrosunun ünlü komiği Naşit´in hayatından bir bölümü konu edinir. Yazarın zıtlıkları ele alma biçimi her satırda hissedilir. Olay son derece hisli, iki kişi arasında geçen fırtınalı bir aşk atmosferi içinde anlatılır. Konusu tiyatro ve sinemanın ilgisini çekmiştir. Devlet Tiyatroları´nda başarıyla sahneye konulmasına rağmen TRT aynı başarıyı gösterememiştir. Televizyon dizisini izleyenlerin de romanın değerini yeniden keşfetmek adına mutlaka okumaları gereken bir eserdir.
Siyah Kehribar Tarık Buğra´nın ilk romanıdır. Kendi ifadesiyle "Bir amatörün ilk eserine verebileceği taptaze dikkatleri, gözlemleri, içtenliği ve deneylerin katkısıyla arılıklarını kaybetmiş duygularını, kontrolü umursamayan bir coşkuyla boca ettiği" türden bir eserdir. Prof. Mümtaz Turhan´a göre "Yirminci asrın hüznü dediğimiz hastalığı" ele alan; insanlığımızı değil "insan"ı anlatan bir roman. Siyah Kehribar´ı seveceksiniz.
Yazarın ilk eserim dediği "Akümülatörlü Radyo adlı tiyatro oyununun romana dönüşmüş halidir. "Altın çağında, gençliğinde çektiği yoklukların bir toplum düşmanlığına dönüşmesini önleyen, ama iyi niyetlerinin tepkilerini sertlikten kurtaramayan Doktor Rıza... Onun ölümle karşı karşıya getirip hayata yeniden kazandırdığı genç kız: tek umudun ayakta tuttuğu Şükriye... Mutluluğun bir ameleliği olduğunu kavrayamayan Hürrem ile Murat! Kalbi sevgi ile dolu ama bütün sevgilerin ve sorumlulukların kaçağı, yenik Hüsey
Özellikle yetmişli yıllarımıza kirli bir hava gibi yayılan anarşinin otopsisidir. Boşa giden gençliklerin hikâyesi memleket olarak içine düşürüldüğümüz kaosla paralel bir şekilde ele alınmaktadır. İnsana ve toplum hayatına kurulan tuzakları açıklayan, sorumluluklarımızı, görevlerimizi, hassasiyetlerimizi savsaklayan yanıltıcı demagojiler teşhir edilmektedir. Silkinip uyanması gerekenlerin, kişiliğini bulmak isteyenlerin mutlaka okuması gereken bir eserdir. Tarık Buğra, "Gençliğim Eyvah" için en önemli eseri
Tarık Buğra, Kurtuluş Savaşı'nı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş sorunsalını konu alan siyasal roman geleneğimizin Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Kemal Tahir ile birlikte önde gelen yazarlarından biri olmasının yanı sıra öykücülüğüyle de dikkat çeker. Öykülerinde çoğu zaman "sıradan" insanın başından geçenleri ya da geçmesi ihtimal dahilinde olanları kendine has bir duyuş ile anlatan Buğra, bazen bir hastalığın hüznünü, bazen bir aşkın tutkusunu, bazen de bir sohbetin neşesini kendimiz yaşıyormuşçasına içim
Bu piyesi, soylu Macar milletinin 1956 yılında hürriyet ve bağımsızlığını geri almak için giriştiği destanlık savaşta vahşice, gaddarca, kalleşce öldürülen kadın, erkek, genç, ihtiyar, üniversiteli, işçi, aydın, onbinlerce insanın aziz ve yüksek hâtıralarına sunuyorum. Onlar hürriyete, bağımsızlığa, bir kelime ile mutluluğa en az bizim kadar layıktılar; o gün bugün yaşayanlar kadar..
Tükendi
... Aydınlarımızı, idarecilerimizi ve bütün akıl sahiplerini düşünmeye sevkeden konuları içine almaktadır. Politik şarlatanlıklara karşı gerçekleri ve bağımsız kafayı savunan; kısacası şahsiyetli insanlara yakışan bir tavır ve uslupla millet ve memleket meselerine bakmayı gündeme getiren bu makalelerin, okuyanlara çok şey ifade edeceği inancındayız. (Arka Kapak)
Tükendi
Türkiye Cumhuriyeti`nin kuruluş döneminin ilk safhasını noktalayan Serbest Fıkra denemesi... 1929 büyük ekonomik buhranı ve buna eşlik eden ağır kuraklık tehlikesi. Şeyh Sait ve ilk Dersim isyanları bastırılmış, Takrir-i Sükun yasaları ile her tür muhalefet ezilmiş, dağıtılmış, "Atatürk devrimleri" yürürlüğe girmiştir. Yağmur Beklerken`de Tarık Buğra Serbest Fıkra denemesi/girişimi ekseninde bütün bu gelişmelerin Anadolu taşrasındaki sonuç ve yansımalarını konu edinirken aslında on yıllık Cumhuriyet`in bir
Toplam 11 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1