Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Toplam 71 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Edebiyatımızın eşsiz isimlerinden Ömer Seyfettin'i yalnızca Kaşağı ile özdeşleştirdiyseniz, bu kitabı okuduktan sonra düşüncelerinizi değiştireceksiniz. Henüz 35 yaşındayken hayata gözlerini yuman Ömer Seyfettin, Batı ile Doğu'yu harikulade bir şekilde birleştirdiği hikâyelerinde gençliğinin ve hayallerinin kapladığı o eşsiz dünyasında sizleri uzun bir yolculuğa çıkarıyor. Kazın Ayağı, Yalnız Efe, Perili Köşk, Kütük, Keramet ve daha niceleri... Birbirinden güzel kısa hikâyeleri keyifle okuyacak ve 20. yüzy
Efruz Bey, 1908´den Birinci Dünya Savaşı ortalarına kadar uzanan devrin romanıdır. Edebiyatçılarımız arasında, Ömer Seyfettin´in Don Kişot´u diye anılan bu eserde, Türkiye´nin o çağındaki siyaset, bilim, Türkçülük, eğitim, felsefe vb. akımları ele alınmış ve bu akımların temsilcisi olan kişiler adları değiştirilerek, Efruz Bey´in kişiliğinde birleştirilmiştir.
Hatice Hanım, genç yaşta dul kalmış zengin bir hanımcağızdı. Göztepedeki köşkünde hizmetçileri ve evlatlığı ile temizlik ve namus üzerine kurulu bir düzende yaşıyorlardı. Daha doğrusu Hatice Hanım böyle olduğunu düşünüyordu. Güzeldi, tombuldu, cıvıl cıvıl bir şeydi. Ama çok kısa olduğu için evin içinde bile hep bir karış topuklu ayakkabılarla gezerdi. Bir süre sonra bu yüksek topuk merakı onu hasta etmişti. Doktor tavsiyesiyle yüksek topuklu ayakkabı giymemeye karar verir. İşte bir zamanlar huzur üzerine ku
Yalın dili ve canlı anlatımıyla nesillerdir duygu dünyamızı zenginleştirmiş Türk edebiyatının vazgeçilmez yazarı Ömer Seyfettin en sevilen öyküleriyle günümüzü kucaklıyor. Atasözleri, deyimler, halk hikâyeleri ve geleneklerle benzenmiş, Türkçenin güzelliğine hayran bırakan bu öyküleri çok seveceksiniz. Çağdaş edebiyatımızın usta kalemi Refik Durbaş'ın günümüz Türkçesine uyarladığı, heykeltraş ve ressam Çağdaş Erçelik'in özgün desenleriyle canlandırdığı bu klasik seçki geleceğimize edebiyatın soluğunu üflüyo
Ömer Seyfeddin edebî zevk sahibi olmak ve hikâyemizi anlamak isteyenlerin öncelikle okumaları gereken yazardır. Hikâyeleriyle yaşadığı dönemin siyasi ve fikrîi hayatında olduğu kadar modern Türk Hikâyeciliğinde de çığır açmıştır. Yayınevimiz Milli Eğitim Bakanlığının ilk ve orta öğretim seviyesindeki öğrencilere tavsiye ettiği bu eser için Ömer Seyfettin Hikâyelerinden bir demet sunar. Seçmeyi edebî türlerimiz hakkında yaptığı hatırşinas ve zevkli derlemelerle temayüz eden N. Ziya Bakırcıoğlu yaptı. Okumayı
Ömer Seyfettin´in Bütün Eserleri dizisinin onuncu kitabında yazarın, işkence ve katliamla yurtlarından sürülmeye ve yok edilmeye çalışılan Balkan ülkelerindeki Türklerle ilgili hikâyeleri biraraya toplanmıştır.
Ömer Seyfettin, Birinci Dünya Savaşı yıllarında halkın yiğitlik duygularını coşturmak amacıyla, konularının çoğunu eski tarihlerden aldığı Eski Kahramanlar başlıklı tarihi epik hikâyelerle, konularını Çanakkale Savaşı´ndan aldığı Yeni Kahramanlar başlıklı çağdaş epik hikâyeler yazmıştır. Yenilgiyle sona eren savaş ertesinde artık yiğitlik hikâyeleri yazmanın anlamı kalmayınca, Zamane Yiğitleri genel başlığı altında İstanbul kabadayılarını ele alarak, eski yiğitlerle zamanın kof yiğitlerini karşılaştırma ola
Ömer Seyfettin Bütün Eserleri dizisinin sekizinci kitabında, yazarın çocukluk ve anılarından yararlanarak kaleme aldığı çok ünlü ve çok sevilen beş hikâyesi ile, yakın zamanlara kadar kaybolduğu sanılan ve birkaç yıl önce tekrar bulunan Balkan Savaşı Günlüğü biraraya getirilmiştir.
Yalnız Efe yazarın, İstanbul ve taşra hayatını, gündelik hayat içerisinde rastlanan çeşitli tipleri ele alıp işlediği birçok hikâyesinin yer aldığı bir derlemedir. Derlemeyi oluşturan öykülerde, yazarın gerçekçi anlatımı, zaman zaman ince bir alay, etkili bir taşlama niteliğini kazanır.
Ömer Seyfettin Falaka'da, çocuklar için öğretici 9 öykü sunuyor. Usta bir kalemin sunduğu bu öyküler, kuşkusuz çocuklara yeni ufuklar açacaktır.
Yüzak´ında, yazarın taşra hayatıyla ilgili hikâyeleriyle, halk fıkra ve masallarından yararlanarak yazdığı yirmi bir hikâyesi toplanmıştır.
Türk edebiyatının en önemli isimlerinden biriyle tanışmanız için... Ömer Seyfettin'in klasikleşmiş en çarpıcı 15 hikâyesi...
Ömer Seyfettin´in klasikleşmiş dokuz öyküsü, Kaşağı, Pembe İncili Kaftan, Başını Vermeyen Şehit, Keramet, Gizli Mabet, İlk Cinayet, Topuz, Teke Tek ve Forsa, sizler için hazırlandı. Öyküler hem ilginç bilgiler içeriyor, hem bir tarih yolculuğu sunuyor. Türk edebiyatının en önemli isimlerinden biriyle tanışmanız için ilk adım...
Elinizde bulunan bu eser birkaç açıdan diğer Ömer Seyfettin klasiklerinden farklı bir yerde duruyor. Öykü alanında yetkin eserler veren yazarımızın, kısa roman olarak da kabul edilebilecek bu eserinde, fikrî ve idealist yönlerin edebi niteliklere karşı ağır bastığını da söyleyebiliriz. Bildiğimiz üzere Ömer Seyfettin Türk milliyetçiliğini sıkı bir şekilde savunuyor. Yaşadığı dönemde ortaya çıkan ve Kanunı Esâsi'nin ilan edilmesiyle oldukça güçlenen Osmanlıcılık düşüncesine ise temelden karşı olduğunu b
Modern Türk hikayeciliğinin başlangıcı sayılan, genç yaşta ölmesine rağmen külliyat çapta eserler bırakan usta kalem Ömer Seyfettin. Yazılarından titiz bir anlayışla derlenen bu eser, gençlerimizin ideallerini hatırlamasına yardımcı olacak. Aşkın, mücadelenin, gayretin, fedakarlığın, arkadaşlığın, vatanseverliğin tam anlamıyla işlendiği seçkin hikayeler bu kitapla okurlarıyla buluşuyor
Kaşağıyı kendisi kırdığı halde suçu kardeşine atan bir çocuğun duyduğu vicdan azabı nasıldır? Hele de suçunu itiraf edeceği zaman kardeşi ölmüşse Bir çocuğun ilk namazı hatıralarında nasıl bir yer tutar? Mıstık ile İboş arasında bir çakmak davası var? Mıstık çakmağı aldı mı almadı mı? Hiç kimseye iyiliği dokunmayan kadı bir iyilik yapar. Nasıl bir iyilik mi? Bir Türk neden Çerkez taklidi yapmaya ihtiyaç duyar? Türk çocuğu Ali neden Aleko ismiyle bir Rum çocuğu olduğunu söylemek zorunda kaldı? Alekonun Çanak
Tükendi
Şah İsmaile öyle bir elçi gönderilmeli ki ne kendini ne de devletini küçük düşürsün. Seçilen kişi Muhsin Çelebi. Giderken devletten tek kuruş almadan, bütün mal varlığını rehin bırakarak pembe incili bir kaftan satın alır. Şah İsmailin karşısına çıkar ve öyle bir şey yapar ki Gökyüzünden gelen fetih müjdesi Herkesin deli dediği umutsuz bir insan Çanakkale Zaferinden sonra öyle bir değişikliğe uğrar ki Sadi Beyin, çocukları sünnet olan akrabalarına hediye götürmesi gerekmektedir. Öyle bir hediye bulur ki Bir
Tek bir topuz darbesiyle prensi öldüren Türk, Osmanlının büyüklüğünü göstermeye yeter mi? Hatice Hanımın iki takıntısı var. Biri temizlik, diğeri dürüstlük. Yanında çalışanları da temiz ve dürüst zannediyor. Ta ki topuklu ayakkabılarını çıkarıp terlik giyene kadar. Topuklu ayakkabılar ne işe yarıyormuş, terlik nelere sebep olmuş bir bilseniz! Teslim ediyoruz diye düşmana bırakılan kale, aslında nasıl bir oyuna sahne oldu? Kaleyi teslim aldıklarını sanan düşmanın hayal kırıklığı okunmaya değer. Kitapta yer a
Tükendi
Küçük başkentin karışık sokakları çok kalabalıktı. Erkekler ve kadınlar çok sevinçlilerdi.kilisenin çanları çalıyordu.Sarayın kapısının önünde cesur atlar dizilmişti. Kalabalık yaşasın prens yaşasın prens hükümdarın şerefine testiler devriliyor oyunlar oynanıyordu mehmet bey sancak beyi ilan edilmişti . köse yüzü hem zayıf hem buruşuktu .Coşkulu kumandan görünmeyen bir yüze tokat atacakmış gibi elini yukarı kaldırdı .Oynayanların içinde zorla kendine yol açan bir atlı kumadanı selamladı.Birince subay acı ac
Toplam 71 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2