Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Toplam 27 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Ankara´nın Dökülcek köyündendir Yaşar Oğlan. En çok dedesini sever bu dünyada. Dedesi Elvan Çavuş da yaman bir ihtiyardır hani. Dayanamaz haksızlığa. Sözünü sakınmaz hiç kimseden, ipe götüreceklerini bilse de. Bir de Gülnare´sinin sevdası dağlar Yaşar Oğlan´ın yüreğini; ama en çok kekliğine tutkundur o. Kırda bulup "elcik" ettiği bir kekliktir bu. Kafesini açıp salsa da, birkaç gün sonra bulur evin yolunu, yalnız koymaz Yaşar Oğlan´ı. Gerek Dökülcek gerek civar köyler Amerikalıların av alanıdır o dönemde.
Fakir Baykurt, öykülerinde köy yaşamının sertliği, yoksulluk, cahillik, taassup, batıl inanç, sömürü gibi sorunları ele alarak köylünün maddi ve manevi dünyasını toplumsalcı ve gerçekçi bir bakıştan işliyor. Gözlemlerden, canlı tanıklıklardan yola çıkan yazar, günlük konuşma dilini öyküye taşıyarak zaman zaman mizahi bir dil kullanıyor; bürokrasinin çarkları arasında sıkışan ama içinde de bir umudu barındıran "sıradan insanı", yaşadığı yerin atmosferiyle birlikte çarpıcı bir biçimde betimliyor. İlk basımı
Fakir Baykurt, öykülerinde köy yaşamının sertliği, yoksulluk, cahillik, taassup, batıl inanç, sömürü gibi sorunları ele alarak köylünün maddi ve manevi dünyasını toplumsalcı ve gerçekçi bir bakıştan işliyor. Gözlemlerden, canlı tanıklıklardan yola çıkan yazar, günlük konuşma dilini öyküye taşıyarak zaman zaman mizahi bir dil kullanıyor; bürokrasinin çarkları arasında sıkışan ama içinde de bir umudu barındıran 'sıradan insanı', yaşadığı yerin atmosferiyle birlikte çarpıcı bir biçimde betimliyor. Fakir Bayku
Almanya´da bir işçi çocuğudur Adem. Daha on dördünde dertlerin altında ezilmiş, güzel gözlü bir delikanlıdır. Memleket özlemi, daha doğrusu, memlekette kalan sevdiklerinin özlemi yakar yüreğini. En çok da darağacına gönderilmek istenen, siyasi suçlu Adnan Abi´si için yanar. Yetmezmiş gibi, okulda da işler iyi değildir. Ne öğretmeni sever onu, ne de sıra arkadaşı Melanie. Memleketteki o zehir gibi çocuk gitmiş, yerine zayıfları inci gibi dizen Adem gelmiştir. İçine kapanır günbegün. Biraz açılsın, sosyalleş
Fakir Baykurt Köprü Kitaplarda! Yaşamını Türkçeye adamış usta bir yazar ve toprak kokulu ölümsüz bir roman! Türk edebiyatının güçlü kalemi Fakir Baykurtun unutulmaz romanı, Köprü Kitapların 13. kitabı olarak okurla yeniden buluşuyor. Burdurdaki Akçaköyde geçen çocukluk yıllarında karşılaşıp etkilendiği bir kişilikten yola çıkan Baykurt, köylerin, bostanların, sürülerin ve yarılmış karpuzun kokusunu taşıyan romanıyla günümüz çocuğunu Anadolunun bereketli tarlalarının sessizliğine konuk ediyor. Çocukluk,
Yabanelde bir garip işçidir Koca İbrahim. Karısı Elif ve kızı Gülten´le, Almanya´nın Duisburg şehrinde yaşar ve zorlu ekmek kavgasında, çalışır yüksek fırınların karşısında. Yalımlar vurdukça yüzüne, tez zamanda para biriktirip ana vatana dönmeyi hayal eder; ama bilir, gelmek kadar gitmek de zordur bu topraklardan. Hem çekip gitse ne olacak? Memlekette ekmek aslanın ağzında, üstelik durumlar da bir hayli karışık: Tükenmekte gencecik hayatlar mapushanelerde... Bağrı ne kadar yanıksa, gönlü o kadar kırı
Eşsiz doğal güzelliği, tertemiz havası ve çeşit çeşit bitkileriyle, Ballıdere köyünün cennetidir Morsay Yaylası. Yaz gelince, köyün bir kısmı buraya göçer. Onlardan biri de Çakır Hasan´dır. Karısını, gelinini ve üç torununu takıp peşine, göçer gelir yaylaya. Bir çadıra sığışmak zordur ama, biraz mecburiyetten, biraz da burada şifa bulduklarına inandıklarından, vazgeçemezler bu mevsimlik göçten... Günlerden bir gün bir kazı ekibi gelir Morsay Yaylası´na. Anlarlar o zaman doğası kadar tarihinin de zengin o
Toplam 27 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2